DİSK Genel-İş Sendikası belediyelerde iş durdurma eylemini aldığı bir karar neticesinde eş zamanlı olarak İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere birçok belediyede gerçekleştirdi. Kartal Belediyesi çalışanları da Belediye önünde taleplerinin duyulması için öğleden sonra 2 saatlik bir iş durdurma eylemi ile halaylar çekip sloganlar atarak işverenlerine uyarıda bulundular.
Genel-İş üyesi işçiler “Gerçek kadro” ve ek protokol taleplerini Kartal Belediyesi önünden haykırdılar.
Davul, zurna eşliğinde yapılan eyleme yüzlerce işçi katılırken, sendika yetkilileri burada yaptıkları açıklamalarda Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel’den defalarca randevu talebinde bulunduklarını ancak bunun bir türlü gerçekleşmediği iddiasında bulundular.
İnsanca yaşamak istiyoruz diyen işçiler hep beraber halaylar çekerek, örgütlü olmanın getirdiği haklarını kullandıklarını ifade ederken, aldıkları ücretlerin yetersizliğinden, enflasyon ve hayat pahalılığının getirdiği yaşam zorluklarından oldukça fazla etkilendiklerini dile getirdiler.
Kartal Belediyesi önünde yapılan eylemde sendik temsilcileri yazılı bir de açıklama yaptılar.
İşte yapılan o açıklama
Ülkemizdeki ekonomik kriz derinleşerek devam ediyor. İşçilerin ve emekçilerin geçim sorunları ise buna bağlı olarak gün geçtikçe büyüyor.
“Dövizi kontrol altına aldık”, “Enflasyon düşüyor” söylemlerinin boş bir laftan ibaret olduğunu hep birlikte yaşayarak görüyoruz. Döviz tarihi rekorlar kırarken, enflasyon ise yalnızca TÜİK sepetinde düşüyor. Çarşıda, pazarda, markette ise zamlar hız kesmeden devam ediyor. Hayat pahalılığı artıyor, alım gücümüz her geçen gün düşüyor. İşçiler ve emekçiler sebebi olmadıkları bir krizin tüm yükünü çekmeye mecbur bırakılıyor.
İktidar, ekonomi yönetiminde “rasyonel politikalara” dönmek adına yine finans ve sermaye çevrelerini önceleyen bir politikayı hayata geçirmeye koyuluyor. İşçi sınıfı ve emekçilerin temel talepleri olan gelir dağılımdaki adaletinin sağlanması, vergide adaletin gerçekleşmesi, insanca yaşanabilir bir ücretin sağlanması, sendikal hak ve özgürlüklerin genişletilmesi gibi konularda ne yazık ki bir adım atılmıyor.
Ücretlerdeki erime ise her geçen gün artıyor. Toplu iş sözleşmeleri ile elde edilen ücret artışları, artan hayat pahalılığı karşısında zaman içinde eriyor. İşverenler bu sefer de ekonomik ve siyasal belirsizlikleri ileri sürerek toplu sözleşmelerde işçi ücretlerini baskılamaya çalışıyor. Ülke genelinde sendikalı ve toplu iş sözleşmeli işçi sayısının %10’u bulmadığı bir ortam içerisinde ücretler yasal asgari ücret düzeyine sıkışıyor. Tüm sektörlerde yaygın temel ücret haline dönen yasal asgari ücret sendikalı işyerlerini de kuşatıyor.
Geçmiş yıllarda yasal asgari ücretin birkaç katı ücret alan belediyelerin kadrolu işçileri bile bugün yasal asgari ücret civarına yaklaşmış durumdadır. Belediye şirketlerinde çalışan işçiler için ise durum çok daha vahim bir hale dönmüştür. Belediye şirketlerinin büyük bir bölümünde ücretler yasal asgari ücret düzeyindedir. Toplu sözleşmeler ile kazanılan sosyal haklar dışında bırakıldığında belediyelerdeki tüm işçilerin ücretleri asgari ücret düzeyine sıkışmaktadır.
Merkezi idareye bağlı kamu kurum ve kuruluşlarında en düşük işçi ücretinin net 20 bin TL’nin üzerine çıktığı, en düşük memur maaşının ise net 22 bin TL seviyesine geldiği bir ortamda tüm belediye işçilerinin ücretlerinde iyileştirme yapılması artık kaçınılmazdır.
Sendikamız DİSK/Genel İş, siyasal iktidarın ve belediye işverenlerinin işçilere reva gördükleri düşük ücret dayatmasını kırmaya kararlıdır. Bugünden itibaren örgütlü olduğumuz tüm işyerlerinde insanca yaşayacak bir ücret için mücadelemizi yükselteceğimizi herkese ilan ediyoruz.
Tüm belediye işverenlerine çağrı yapıyoruz!
Belediye yönetimleri her şeyden önce kendi çalışanlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmek zorundadır. Ekonomik kriz ve düşük ücret kıskacında çalışan yüzbinlerce belediye işçisinin sesine kulak verin. Tercihlerinizi ve önceliklerinizi işçilerin yaşam koşullarını iyileştirmekten yana kullanın. Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam eden işyerlerinde işçilerin taleplerini karşılayacak insanca yaşayacak bir ücret düzeyi için gereken adımları atın. Toplu iş sözleşmesi yürürlükte olan tüm işyerlerinde ise belediye işçilerinin ücret ve sosyal haklarını iyileştirecek ek protokol görüşmelerini derhal başlatın.
Siyasal iktidara ve Meclisteki tüm siyasi parti gruplarına çağrı yapıyoruz!
696 sayılı KHK ile belediye işçilerine yapılan ayrımcılık derhal kaldırılmalıdır. Belediye şirket işçileri de kadroya geçirilmeli, yıllardır mahrum bırakılan 52 günlük ilave tediye hakkı bir an evvel verilmelidir.
Belediyelerin önemli bir bölümünde var olan ekonomik zorlukları ortadan kaldırmak için belediye gelirlerinin arttırılması, İller Bankası paylarında kesinti yapılmaması, merkezi bütçeden belediyelere işçi ücretlerine ilişkin pay aktarılması, personel giderlerine ilişkin getirilen bütçe sınırlamalarının kaldırılması gibi bir dizi düzenlemeler bir an evvel hayata geçirilmelidir.
Ayrıca kıdem tazminat tavanı uygulaması, işçilerin mağduriyetine neden olmaktadır. Son memur maaş uygulamasından doğacak, düşük kıdem tazminatı tavanına ilişkin mağduriyetlerin giderilmesini talep ediyoruz.
Yüz binlerce belediye işçisine çağrı yapıyoruz!
Talebimiz eşitlik ve insanca yaşayacak bir ücrettir. Bu talep sadece üyelerimizin değil yüz binlerce belediye işçisinin talebidir. Tüm belediye işçilerini 4 ana talebimiz etrafında mücadele etmeye çağırıyoruz.