İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, son 2 gündür yaptığı gibi, kamuoyunu, kentte yaşanan kar felaketinin boyutlarıyla ilgili AKOM’dan bilgilendirdi. İBB’nin karla mücadelesiyle ilgili detaylı bilgiler paylaşan İmamoğlu, “2,5 yıllık, 30 ayı geçen görev süremiz süresince hep söylediğimiz bir şey var. Asla, ‘Biz ve onlar’ diye bir bakışın sahibi olmayacağız. İstanbul, bir bütündür. İstanbul’un her kurumu, iyi niyetle İstanbulluya hizmet etmek durumundadır. Bu akılla, bu bakışla, her arkadaşımızın refleksini ona göre geliştirerek İstanbul’a hizmet etmesi şarttır. Bunu temsil etmeye de devam edeceğiz” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kentte son günlerde etkili olan kar yağışı sonrasında yaşananlar ve gündeme ilişkin konularla ilgili gazetecilere değerlendirmelerde bulundu. 24 Ocak günü akşam saatlerinden itibaren etkili olmaya başlayan yağış sonrasında, kentin bazı noktalarına, 8 saat içerisinde, metrekareye 60 kilogram kar düştüğü bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Bu, gerçekten son yılların belki de 20-30 yılın en yoğun kar yağışının bir anda düştüğü bir süreci tarifliyor. Bu bakımdan yoğun bir kar yağışıyla karşı karşıya kaldık. İstanbul, böylesi anlarda, yani afet diye tanımlayabildiğimiz bu tür anlarda nasıl yönetiliyor ya da nasıl süreç işliyor diye baktığımızda da bazı yollarla ilgili farklı kurum ve kuruluşların yetki alanları var. İBB’nin yetki alanları var, ki bu sorumlu olduğu yol ağı, yaklaşık 4023 kilometre. Ama bunun dışında, Karayolları’nın sorumlu olduğu yol ağları var. Bir de anlaşma gereği üçüncü köprü yol hattı ve bağlantılarının sorumlu olduğu bir özel şirket var; yapılan ihalenin şartnamesi gereği. Dolayısıyla, bu üç hat önemli. Çünkü ana arterlerde bu üç hat çok fazla konuşulur ve tartışılır oluyor. Bunun bilinmesi lazım” dedi.
“İSTANBUL, BİR BÜTÜNDÜR”
Bunun dışında 39 ilçenin de sorumlu olduğu alanlar olduğunu hatırlatan İmamoğlu, “Burada sürece başından beri, yani 2,5 yıllık, 30 ayı geçen görev süremiz süresince hep söylediğimiz bir şey var. Asla, ‘Biz ve onlar’ diye bir bakışın sahibi olmayacağız. İstanbul, bir bütündür. İstanbul’un her kurumu, iyi niyetle İstanbulluya hizmet etmek durumundadır. Bu akılla, bu bakışla, her arkadaşımızın refleksini ona göre geliştirerek İstanbul’a hizmet etmesi şarttır. Sadece afet anında kar yağdığında değil, hangi husus olursa olsun; planlamadan yeşil alan düzenine ya da sokak hayvanlarından başka hususlara varıncaya kadar, mutlak ve mutlak bizim hizmet anlayışımız budur, diye her yerde dile getirdik ve bunu temsil etmeye de devam edeceğiz” diye konuştu.
“BU DİL DEĞİŞMEDİĞİ SÜRECE, ÜLKENİN GÜNDEMİ, GERÇEK KONULAR OLMUYOR”
Süreç boyunca kamuoyunu Afet Koordinasyon Merkezi’nden (AKOM) bilgilendirdiklerinin altını çizen İmamoğlu, “AKOM’da sizlerle beraber buluşmaya başladığım andan itibaren, koordineli çalışma hususundaki dilimize de sahadaki işleyişimize de tavrımıza da çok dikkat ettik ve halen de dikkat ediyoruz. Bundan sonra da edeceğiz. Kim ne derse desin. Zaten bu dil değişmediği sürece, gerçekten ülkenin gündemi, gerçek konular olmuyor. Çözüme kavuşması gereken sorunlar konuşulmuyor. Ne yazık ki, bazen saçma sapan konular ya da bir kısım hususlar toplumun gündeminde ön sıralara oturmak zorunda kalıyor” ifadelerini kullandı. İBB’nin kar çalışmalarıyla ilgili detaylı rakamlar paylaşan İmamoğlu; yolların açılmasında ulaştırmaya, sokak canlılarından yolda kalan araçların çekilmesine, evsizlerin barınmasından tuz stoklarına kadar birçok konuda bilgilendirmelerde bulundu.
VATANDAŞLARA ÖZEL TEŞEKKÜR
Devletin tüm kamu, kurum ve kuruluşlarının çalışmalarını, büyük oranda yollarda bırakılan araçların güçleştirdiğini aktaran İmamoğlu, “Bunu engellemek maksadıyla, gün gün hem biz hem Sayın Valimizin mütemadiyen açıklamalarımız oldu vatandaşlarımızın sokağa çıkmaması, mecbur olmadıkça araçlarıyla sokağa çıkmaması, toplu taşıma vasıtalarını kullanması hususunda. Sayın Valimiz, birkaç kez farklı konularda alınan kararları tebliğ etti” dedi. Alınan kararları özetleyen İmamoğlu, “Bizler, birkaç kez bu konuda çağrımızı yineledik ve vatandaşlarımızın hassasiyet göstermelerini istedik. Bu çağrılarımız cumadan başladı. Bütün yaşanan aksaklıklara, eksikliklere rağmen, bizim de hatalarımız olmuştur kurumsal olarak diğer kamu kurumlarının da. Vatandaşlarımızın da bu söylediğimiz çağrılara uymayan bir kısmı olmuştur, ama büyük oranda vatandaşımızın bize eşlik etmesi, bizimle beraber düşünmesi ve trafik yoğunluğunun bu yönde azalması bizi ziyadesiyle mutlu etmiştir. Bu anlamda, bu vatandaşlarımıza teşekkürlerimi ilettim” şeklinde konuştu.
“12 SAATTE TRAFİK AKIŞKANLIĞINI SAĞLADIK”
Bu tür afet anlarında, kamu kurumlarının çalışmaları kadar, vatandaşın katılımının da sürece dahil olmasının sorunların çözümüne yardım edeceğini belirten İmamoğlu, “İBB olarak, sorumlu olduğumuz alanlarda, yoğun kar yağışının başladığı andan itibaren 12 saatlik süreçte, birebir burada da takip ederek, sahada da bizzat yerine gidip denetleyerek, büyük bir ekiple ama yönetici ama buradaki diğer kamu kurum kuruluşları ama valilikle kurduğumuz sıklıkla irtibatlarda, hangi noktada zafiyet varsa, giderek, özellikle kendi yetki alanımızla ilgili, 12 saatte akışkanlığı sağladığımızı ve insanlarımızın o yolları kullanma imkanlarını sağladığımızı buradan duyurmak isterim” bilgilerini paylaştı.
Kar yağışının, özellikle kentin batı aksındaki ilçelerde etkili olduğunu hatırlatan İmamoğlu, “Çatalca, Arnavutköy Sarıyer hattından başlayan ve içeri doğru Başakşehir, Esenyurt, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Avcılar hattında, D100 karayolunda etkili olacağını da biliyorduk, TEM’de olduğu gibi. Burada kesintisiz metrobüs hatlarımızı çalıştırdık. Hiç kesintiye uğramadı. Bu önemli bir şey” dedi. Metrobüs hattında 33 iş makinesinin sürekli çalıştığını vurgulayan İmamoğlu, “Kesintisiz, vatandaşlarımızı gidecekleri yere eriştirme konusunda çaba gösterdik. O bölgede bulunan ilçe belediyelerini bizzat aradım. Çünkü o bölgede görev yapmış birisiyim, yaşamış birisiyim. 2004’te, 16-17 saat araçta mahsur kalmış birisiyim. Bunları biliyorum. Neyin, nerede ihtiyacı olduğunu test etmiş bir İstanbulluyum aynı zamanda. Araçların teminiyle, özellikle metrobüs duraklarından, açık olan yollardan evlerine yakın bir şekilde nakillerinin sağlanması hususunda, ilçe belediye başkanlarından da destek istedim. Ve bunu büyük oranda sağladıklarını da takip ettim.”
GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI
İmamoğlu, değerlendirme konuşmasının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Gazetecilerin soruları ve İmamoğlu’nun sorulara verdiği yanıtlar şöyle oldu:
-Sarıyer’deki restorana girdiğiniz esnadaki fotoğraflar, sosyal medyada çok konuşuldu. Bununla ilgili bir açıklamanız olacak mı? Yine sosyal medyada restorana giriş, çıkış güvenlik kamera görüntüleri yayınlandı. İçeride ne kadar kaldığınız, süre de dahil olmak üzere bu kamera görüntülerine yansıyordu. Bununla ilgili de bir açıklamanız olacak mı?
“GİZLİ BİR YEMEK DEĞİL”
Önce şunu söyleyeyim. Yoğun bir gündemde çalışırken, böyle bir yemeğe gitme meselemin bu kadar gündeme taşınılmasını, taşıtılmasını ve bu süreçle ilgili manipülasyonun şaşkınlıkla takip ettiğini ifade edelim. Çünkü, bir büyükelçiyle, Türkiye’nin en yoğun ilişkide bulunduğu bir ülkenin temsilcisiyle, ana temsilcisiyle, bir büyükelçiyle yenilen bir yemekten bahsediyoruz. Kaldı ki bu yemek, daha önce İBB’yi ziyaret etmiş, kendisiyle beraber resmi bir görüşmemizi yapmış ve akabinde böyle bir buluşmayı da tasarlamış bir belediye başkanıydım. Ve biz, yaklaşık 20-25 gün önce böyle bir buluşma gününü netleştirmiştik. Hatta gideceğimiz mekanı da belirlemiştik. O mekanda gizli bir yemek değil bu. Zaten kamuya açık bir alan. Yani gidip gördüğünüzde göreceksiniz ki, her tarafı cam, çerçeve, pencere olan, benim 23 yıllık gittiğim bir mekan, yirmi üç yıldır müşterisiyim. Tabii ki orada yaşanan bazı hususlar beni üzmüştür. Bunu ifade edeyim. Ama neticede şeffaf bir yemekti.”
“GÜN BOYU SÜREN ÇALIŞMALARDAN VAKİT AYIRDIK””
“Sayın Büyükelçi, bu kararağmen, verdiği söz gereği, bir gün önce Ankara’dan kalkıp İstanbul’a gelmişti. Gün boyu hem burada hem sahada yaptığım çalışmalardan sonra bir vakit dilimini ayırıp, oraya gidip, bu resmi buluşmayı gerçekleştirdik. Tabii ki hususi bir tarafı var. Eşlerimizle beraber yaptık. Yine elbette ki sohbet ettik, yemeği konuştuk, ülkemizi konuştuk, ülkemizle İngiltere arasındaki ilişkiler üzerine sohbet ettik. Yani bir İBB Başkanı’nın karla mücadele kadar, dünyanın bu tarz ülkelerinin büyükelçileri veya başkonsoloslarıyla kurduğu ilişki ya da kuracağı ilişki, o kadar görevlidir ve sorumluluğudur. Bunu da layıkıyla yerine getiriyorum. İddiayla söyleyeyim ki; bu 30 ay içerisinde, belki de tarihinde ilk defa, bu kadar yoğun dış ilişkiler konusunda ilgi gören bir İstanbul yönetimi var. O bakımdan ben, bunun tabii ki hakkını vermek zorundayım.”
MOBESE GÖRÜNTÜLERİNİN SERVİS EDİLMESİNE TEPKİ GÖSTERDİ
“Ama sonrası önemli. Yani bu konunun devletin imkanları, bakın devletimizin imkanları kullanılarak, bir MOBESE kamerasının görüntülerinin böylesi bir magazinsel, kaotik bir sürecin parçası yapılacak şekilde servis edilmesinin sağlanmasının karşısında ben takipçi olacağım. Yani bu önemli bir meseledir. Çok çok önemli bir meseledir. Bu iş kişisel de bir meseledir. Ben bu konudaki düşüncemi, İstanbul Valisi Sayın Ali Yerlikaya’yla, dün paylaştım. Bugün de paylaştım. Çünkü, İstanbul’un mülki amiri olarak, bu konuda benim tereddütlerimi gidermekle görevli olduğunu, bu şehrin bazı görevlilerinin… Çünkü ona bakan yetkililer var. Kaldı ki, özellikle kamera sistemleri bir suçun önlenmesi, bir suçlunun tespiti, bir kazanın tespiti için kullanılır. Bakın, şurada görüntüler var. Bu kameralardan biz, İstanbul’u takip ediyoruz. Ama bir görüntüyü, hiçbir arkadaşım, hiçbir yere servis edemez. Bunun kuralları vardır.”
ATATÜRK HAVALİMANI SORUSU
-En çok konuşulan konulardan bir tanesi havalimanı meselesiydi. İstanbul Havalimanı’nda çok sayıda yurttaş mağduriyet yaşadı. Bu süre zarfında İstanbul’a gelen İçişleri Bakanı ve Ulaştırma Bakanıysa Atatürk Havalimanı’na inişini gerçekleştirdi. Bu da kamuoyunda en çok konuşulan noktalardan bir tanesiydi ve eleştirilerin hedefi oldu. Siz de daha önce Atatürk Havalimanı’nın önemine dair birçok açıklama da yapmıştınız, milli servet değerinde olduğu vesaire yönünde. Burada da aslında bir noktada ortaya da çıkmış oldu diyelim bu kar yağışıyla beraber. Bu noktadaki düşünceleriniz neler?
“GERÇEK VE ACI MESELELER BUNLAR”
“Gerçek meseleler bunlar. Gerçek ve acı meseleler bunlar. Vatandaşımızın bilmesi gereken, konuşulması gereken meseleler de bunlar. Sorunuza teşekkür ediyorum. ‘Hiç bu konuyla ilintili değil’ demeyelim. Çok ilintili. Çünkü, orada kontağını kapattığınız andan itibaren 4 milyar euroluk bir yatırımı çöpe atmış olursunuz. Uzmanlardan hem seçim öncesi hem seçim sonrası hem de daha sonra yaptığımız ulaşım çalıştayında bu konuyla ilgili ayrı bir masada görüşmeler, ayrı bir platformda konuşmalar oldu; orada dinledim. Bu kadar uzmanın bana anlattığı şu: Atatürk Havalimanı kullanılmalı. Çöp yaptık Atatürk Havalimanı’nda. Dünyanın hiçbir yerinde yok. Daha acısı ne? Atatürk Havalimanı, hani tartışılırken, konuşulurken, pandemi döneminde bizim en az 4-5 olgun teklifimiz yazılı olmasına rağmen, -bir sahra hastanesinin nasıl kurulacağını bilerek söylüyorum- yüz milyonlarca lira para harcanarak, güzelim pisti heba edilerek, bir kulübe mantığında oraya bir hastane yapıldı sözüm ona.”