enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhphaberyerel haberibbkartal belediyesituzla belediyesidilovası belediyesipendik belediyesimaltepe belediyesiuğurmumcugökhan yükselimamoğluşadi yazıcı
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
9°C
İstanbul
9°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C
Salı Çok Bulutlu
11°C
Çarşamba Az Bulutlu
13°C

Nevin Özbar

nevinozbar12@gmail.com

Marmara Depremi: 25 Yıl Sonra Alınamayan Dersler ve Hala Süren Tehlike!

17.08.2024 15:53
A+
A-

Bugün, Türkiye tarihindeki en büyük felaketlerden biri olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden tam 25 yıl geçti. Bu büyük trajedi, yalnızca binlerce canımızı yitirmemize yol açmadı; aynı zamanda ülke olarak ne kadar hazırlıksız olduğumuzu acı bir şekilde ortaya koydu. Aradan geçen çeyrek asra rağmen, depremde kaybettiklerimizi unutmak mümkün değil. Ancak, bu acı olaydan gerekli dersleri çıkardık mı? Bu soru, hala cevabını aradığımız bir muamma olarak karşımızda duruyor. Bugün, kaybettiğimiz binlerce canı anmak ve yaşanan acıyı paylaşmak elbette önemlidir; ancak asıl mesele, bu büyük trajediden sonra ne kadar ilerleme kaydettiğimizdir. 25 yıl önce yaşanan bu büyük acıdan yeterince ders aldık mı? İşte bu sorular, toplum olarak yüzleşmemiz gereken gerçekler arasında yer almaya devam ediyor.

O kara gece, Marmara Bölgesi’nde milyonlarca insanın hayatı alt üst oldu. Yaklaşık 18 bin kişi hayatını kaybetti, on binlerce insan yaralandı, yüz binlerce bina yerle bir oldu. Bu korkunç tablonun ardından, deprem gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldık. Ülke genelinde pek çok yasa ve düzenleme yapıldı, yapı denetim sistemleri kuruldu, zorunlu deprem sigortası devreye girdi. Ancak, tüm bu önlemler gerçekten hayat kurtaracak kadar etkili mi?

Depremin hemen ardından yapılan yasal düzenlemeler, umut verici bir başlangıç olarak görülmüştü. Ancak bugün, hâlâ binlerce binanın depreme dayanıklı olmadığını biliyoruz. Özellikle büyük şehirlerde, çürük binalarda yaşamaya devam eden insanlar var. Yasal düzenlemeler ve yapı denetimleri maalesef kağıt üzerinde kalıyor ya da yeterince etkili uygulanmıyor. Bu durum, daha büyük bir felaketin yaşanma riskini her geçen gün artırıyor.

Yakın geçmişte, 2023 yılında meydana gelen Kahramanmaraş depremleri, ülkemizin depreme karşı hazırlıksız olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu büyük felakette de binlerce insan hayatını kaybetti, on binlerce bina yerle bir oldu. Kahramanmaraş depremleri, Marmara Depremi’nden çıkarılması gereken derslerin tam anlamıyla öğrenilmediğini acı bir şekilde bizlere gösterdi.

Marmara Depremi’nden bugüne, Türkiye’de pek çok şey değişti. Ancak değişmeyen bir gerçek var: Deprem riski. Bu gerçekle yüzleşmek ve gereken önlemleri almak, ülkemizin geleceğini korumak için bir zorunluluk. Depreme karşı hazırlıklı olmak, bireysel sorumluluktan toplumsal dayanışmaya kadar her alanda bir bilinçlenmeyi gerektiriyor. Sadece bina yapımında değil, toplumun her kesiminde bu bilinç yerleşmeli.

Bugün hâlâ çürük binalarda yaşamaya devam eden binlerce insan var. Bu gerçek, depreme karşı alınacak önlemlerin ne kadar yetersiz kaldığını gösteriyor. 25 yıl önce yaşanan Marmara Depremi ve 2023 yılında yaşadığımız Kahramanmaraş depremleri, hafızalarımızda taze bir yara olarak duruyor. Ancak bu acı olaylardan çıkarılması gereken dersleri tam olarak öğrenemedik.

Deprem kuşağında yer alan bir başka ülke olan Japonya, bu konuda dünya çapında bir örnek olarak gösteriliyor. Japonya, yüzyıllardır depremle yaşamayı öğrenmiş bir toplumdur ve bu durum, onların mimari, eğitim ve toplumsal bilinç seviyelerine doğrudan yansımıştır. Japonya’da binaların büyük bir çoğunluğu, sıkı deprem yönetmeliklerine uygun olarak inşa edilmektedir ve yapı denetimleri son derece ciddiyetle uygulanmaktadır. Eğitim sistemi içinde deprem hazırlığı ve tahliye tatbikatları yaygın olarak yer almakta, toplumun her kesiminde deprem bilinci en üst düzeydedir.

Japonya’da sık sık yaşanan şiddetli depremler, binaların ve altyapının ne kadar dayanıklı olduğunun test edilmesi anlamına geliyor. 2011 yılında yaşanan Büyük Tohoku Depremi ve ardından gelen tsunami felaketi, binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olsa da, Japonya’nın depreme hazırlık konusunda ne kadar ileri bir noktada olduğunu bir kez daha gösterdi. Deprem ve tsunamiden etkilenen alanlarda hızla toparlanma sağlanmış, hasar tespit ve onarım çalışmaları etkin bir şekilde yürütülmüştür.

Unutulmamalıdır ki, geçmişte yaşanan acılardan ders almak, geleceğimizi korumanın tek yoludur. Depreme karşı bilinçli, hazırlıklı ve dayanıklı bir toplum inşa etmek, hem bugünkü nesillerin hem de gelecek nesillerin en büyük sorumluluğudur. Felaketler kaçınılmaz olabilir, ancak bu felaketlerin etkilerini en aza indirmek bizim elimizde. Bunun için daha fazla geç kalmadan harekete geçmeli ve depreme karşı dayanıklı bir Türkiye inşa etmeliyiz.

Son olarak, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi ve 2023 Kahramanmaraş depreminde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, acılarını derinden hissediyoruz. Onların hatırasını saygıyla yaşatmaya devam edeceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.