enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhphaberyerel haberibbkartal belediyesituzla belediyesidilovası belediyesipendik belediyesimaltepe belediyesiuğurmumcugökhan yükselimamoğluşadi yazıcı
DOLAR
34,4790
EURO
36,4005
ALTIN
2.956,07
BIST
9.292,39
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Nevin Özbar

nevinozbar12@gmail.com

BU BİR TARZ MI?

30.01.2022 13:28
A+
A-

Üslup ve nezaket, bu günlerde ne de çok ihtiyacımız var. Toplumda, siyasette, bireyde doğurduğu huzursuzluk, modernleşme ve gelenekçi düşünceler arasında bir kopuşa ve kutuplaşmaya neden olmakta. Dile bir milat aramak gerekirse, kimileri dile biyolojik bir aza, kimileri de söz oluşuyla ilgilenmişlerdir. Kendisine müstakil bir alan kurmuş olsa da hitabetin, ilişkilerin önemli bir sanatıdır. Dil dediğimiz şey. Yüksek makamda olmak, fizik bilmek, matematik bilmek ve bunları yapabilmek başka bir şey, yaşamsal fikrine yabancı olmak başka bir şey. Bunlar da zaten kültürlü sayılmaz.

Günümüzde birçok liderlik ekolleri, takipçileri tarafından ilham verici olarak gözükse de toplumda ve özellikle gelecek nesillere bıraktığımız dil arşivi kaygı verici boyutlarda olacaktır. Toplumsal gelişmenin veya çürümenin temelinde yöneticilerin tavırları, söylemleri, üslupları yatar. Sözüm ona “kim haklı mücadelesi” verirken, gerçekçi düşünceden uzaklaşıyorlar gitgide. Dolayısıyla liderlik anlayışımıza da birtakım görevler yüklemiş olmalıyız ki, vatandaş olarak şuhu içinde yaşayabilelim. İnsanlar televizyon başına geçip, iki satır haber izleyemiyor hale geldi!.. Kavgalı, küfürlü, tehditkar tutumlar yüzünden. Kadına şiddet, çocuğa şiddet, hayvana şiddet, boşanmalar, intiharlar… Böylesi bir kaos yaşanırken, örnek alacağımız liderlerin, yazarların, akademisyenlerin, din mensuplarının sanatçıların da üsluplarına dikkat etmeleri gerekmez mi?

2022’nin ilk karının İstanbul’a yağmasıyla birlikte, sebze ve meyve fiyatları, tarihe “altın harflerle” yazıldı. Birçok ilimizde kar seraların boyunu aştı, mahsuller kar altında kaldı. Çiftçinin maddi ve manevi zararı tahmin edilir gibi değil. Pazar tezgahlarına yansıyan fiyatlara göre; bir kg patlıcan 20 tI, bir kg domates 15 tI, bir demet maydanoz 5 tl, bir litre süt 12 tl’ den başlıyorken, elektriğe, doğal gaza, mazota, benzine, kiraya gelen zamlarla boğuşan vatandaş, en azında kavgasız, nefret dilinin olmadığı, mevcut yapıyı koruyan bir tavır beklemez mi? Solda, sağda ve ortada nerde olursak olalım, bütün bu üslup sorununu çözmeliyiz.

Toplumsal yozlaşmanın eşiğindeki genç nesil, akşamdan sabaha nasıl bir dünyaya uyanacağının kaygısı içinde, işsizlikle, umutsuzlukla boğuşurken, en azından bizi biz eden saygıdan ve sevgiden uzaklaşmasınlar. Yeni nesillerin kutuplaşmasının, yozlaşmasının birçok nedenleri arasında elbette ki, bu saydıklarımız, aktörlerin tutum ve davranışları yatmaktadır. Tüm bunların yanı sıra, genç nesli etkileyen faktörlerin başında, ekonomik yapı, toplumsal yapı, bürokratik yapı ve siyasi yapılar gelmektedir. Ekonomik yapının kötüye gitmesi demek; eğitim başta olmak üzere, birçok alanı etkiler ve bu gidişten en çok genç nesil etkilenir.

Vatandaş aş ister, iş ister… Sonu gelmeyen kavgaların, söylemlerin arasında kalmak istemez. Dünyanın birçok yerinde, artan siyasi gerilim, şiddetli çatışmalar, kuraklık, ekonomik kriz ile boğuşulmakta. Temel gıda, sağlık sorunları varken, ülke olarak bizlerin bu durumdan en kolay nasıl kurtulabileceğimizi düşünüp, ortamı yumuşatıcı, pozitif, barışçı, birleştirici tutum içine girmemiz gerekir. Bizleri ayrıştıran, düşmanlık üreten, söylemlerin kimseye bir fayda sağlamadığını görüyoruz. Unutmayalım: “Kötü bir üslup, en basit hakikatlerin bile hazmını zorlaştırır”. Nefret dilinin olmadığı, bir dünyada uyanmak dileğiyle…          

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.