Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de çıkan yangın, 78 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine yol açarak ülkemizi yasa boğdu. Bu acı olay, kayıpların sayısı netleşmeden sorumluluk tartışmalarını beraberinde getirdi. Kimileri otel yönetimini, kimileri ise denetim eksikliğini suçluyor. Ancak bu tartışmalar, kaybedilen hayatların değerini geri getiremeyeceği gibi, güvenlik önlemlerine dair önemli eksikliklerin üzerini örtemez.
78 can kaybı, siyasetle değil, sorumluluk ve vicdanla değerlendirilmelidir. Bakanlık yapmadı, belediye yapmadı, şu yapmadı, bu yapmadı… Artık bu tartışmalardan bir vazgeçsek mi? Felaketlerin önlenmesi, sadece yerel yönetimlerin değil, devletin tüm birimlerinin yükümlülüğüdür. En önemlisi ise, bu sorumluluk hepimizin, insanlık adına yerine getirmesi gereken bir görevdir.
Oysa basit bir mantıkla, gerekli önlemleri almak bile bu tür felaketlerin önüne geçmek için yeterli olacaktır. Yangın güvenliği, tartışmaların değil, hızlı ve etkili çözümlerin konusu olmalıdır. Ancak yaşanan bu üzücü olay, güvenlik önlemlerinin ne kadar göz ardı edildiğini bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Yangın Güvenliği: Hayati Bir Gereklilik
Yangınlar ve diğer acil durumlar, en beklenmedik anlarda karşımıza çıkabilir. Yangın merdivenleri, acil çıkış yolları, yangın söndürme sistemleri gibi güvenlik önlemleri sadece yapısal unsurlar değil, aynı zamanda hayat kurtaran araçlardır. Ancak ülkemizde bu sistemlerin bir kısmı ya standartlara uygun değildir ya da işlevsellik açısından eksiklikler barındırmaktadır. Kartalkaya’daki yangında da alarm sistemlerinin çalışmadığı ve tahliye düzenlemelerinin yetersiz olduğu ifade edilmiştir. Bu eksiklikler, facianın boyutunu büyütmüştür.
Binaların Yangından Korunması Yönetmeliği ve Uygulamalar
Binaların Yangından Korunması Yönetmeliği, yangın güvenliğini sağlamak için belirlenen kurallar içerir. Bu yönetmelik, yangın merdivenlerinin erişilebilirliğinden, yapı malzemelerinin yangına dayanıklılığına kadar pek çok önemli düzenleme sunar. Ancak bu kurallar yalnızca kağıt üzerinde kaldığında bir anlam taşımamaktadır. Denetim eksiklikleri ve uygulama hataları, güvenlik sistemlerini işlevsiz hale getirebilir.
Özellikle İstanbul’daki bazı binalarda, yangın merdivenlerinin zemine kadar inmediği veya kullanılabilir olmadığı sıkça gözlemlenmektedir. Yangın anında hayatta kalmanın temel yollarından biri olan bu sistemlerin işlevsiz olması, önlenebilir kayıplara yol açabilir.
Eğitim ve Farkındalık: İnsan Faktörü
En gelişmiş güvenlik sistemleri bile eğitimsiz bireylerle etkisiz hale gelebilir. Yangın tüpü kullanmayı bilmeyen bir çalışan veya tahliye prosedürlerinden habersiz bir bina sakini, acil durumlarda paniğe kapılabilir. Bu yüzden, düzenli tatbikatlar ve eğitimler, güvenlik için vazgeçilmez bir unsurdur. Yangın güvenliği konusunda her bireyin bilinçlendirilmesi gerekir.
Acil Durumlarda Erken Müdahalenin Önemi
Yangının başladığı ilk dakikalar, can kayıplarını önlemek ve yangının yayılmasını engellemek açısından kritik öneme sahiptir. Ancak bu, yalnızca alarm ve söndürme sistemlerinin düzgün çalışmasıyla mümkündür. Kartalkaya’daki olay, bu sistemlerin eksikliğinin nasıl büyük bir felakete yol açabileceğini acı bir şekilde gözler önüne sermiştir.
Dolayısıyla Kartalkaya’da yaşanan bu trajik olay, güvenlik önlemlerinin yalnızca yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda bir insanlık borcu olduğunu göstermektedir. Yangın merdivenlerinden alarm sistemlerine, eğitimden yapı malzemelerine kadar her bir önlem, hayat kurtaran bir unsurdur. Bugün alınmayan bir önlem, yarın telafisi mümkün olmayan acılara yol açabilir.
Güvenlik ihmale gelmez. Hem bireyler hem de kurumlar olarak, güvenliği bir yaşam felsefesi haline getirmek zorundayız. Unutulmamalıdır ki insan hayatı, her şeyden değerlidir.
Bir kez daha, bu büyük faciada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyor, acılı ailelerine sabır, yaralılarımıza ise acil şifalar temenni ediyorum. Kaybettiğimiz her bir can, hepimizin ortak kaybıdır. Saygılarımla, önlerinde eğiliyorum.