aohbet islami chat omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhphaberyerel haberibbkartal belediyesituzla belediyesidilovası belediyesipendik belediyesimaltepe belediyesiuğurmumcugökhan yükselimamoğluşadi yazıcı
DOLAR
40,2264
EURO
46,9990
ALTIN
4.330,53
BIST
10.225,48
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
32°C
İstanbul
32°C
Açık
Salı Açık
32°C
Çarşamba Açık
33°C
Perşembe Açık
34°C
Cuma Parçalı Bulutlu
32°C

Nevin Özbar

nevinozbar12@gmail.com

“Güven…”

04.07.2025 19:28
A+
A-

Hepimizin hayatında sıkça kullandığı, belki de en çok ihtiyaç duyduğu ama en zor bulduğu kelimelerden biridir bu.

“Güvenebilirim sana.”
“Bana inan.”
“Dayanmak istiyorum.”
“Emin ol, benden sana zarar gelmez.”
“Güven bana.”

Ne çok söylüyoruz değil mi?

Ama gerçekten ne kadarını hissedebiliyoruz?

Günlük yaşamın koşuşturması içinde, birbirimize olan inancımız bazen o kadar kırılgan ki, bir bakışta yıkılıveriyor.

İnsan, en çok inandığı yerde hayal kırıklığına uğrayınca, dünyası sarsılıyor.
Çünkü bu duygu, sıradan bir his değil; insanın varoluşunun, ilişkilerinin temel direği.
Bu sabah, içimde bir hisle, biraz bu duyguya, bu sözcüğe değinmek istedim.

Bu kavram…
Ne kadar kısa ama ne kadar derin bir anlam taşır.

Söylenmesi kolaydır ama kurulması, inşa edilmesi bir ömür ister.

Oysa yıkılması için bazen tek bir söz, tek bir an, tek bir hayal kırıklığı yeterlidir.

Bu his, bir duygudan fazlasıdır. Bir bağ, bir inşa, bir sorumluluk, bir inançtır.

İçinde tutarlılık, sadakat, özveri ve samimiyet barındırır.
Sadece başkalarına yöneltilen bir his değildir; insanın önce kendine duyduğu inançtır asıl kök.
Kendine inanmayı başaramayan biri, başkalarına da inandırıcı olamaz.
Ve belki de en acısı: Kendine inancı olmayan birinin, kimseden destek beklemeye hakkı da yoktur.

İçinde yaşadığımız çağ, birey olmayı abarttı.
Sürekli kulağımıza fısıldanan hümanist sloganlar var:
“Kendini dinle”, “Kendine inan”, “Kalbinin sesini takip et”…
Ama kimse demiyor ki: “Sözünde dur”, “Yarı yolda bırakma”, “İnsana değer ver.”

Bu his, yalnızca duymakla olmaz.
Sadece istemekle kurulmaz.
Davranışla, sabırla, kararlılıkla yoğrulur.

İkili ilişkilerde, dostlukta, arkadaşlıkta, iş hayatında…
Temel taşlardan biridir.
Olmadığında başarı da sürdürülemez, sevgi de büyüyemez.

Bir insana inanıyorsanız onun yanında, arkasında ya da önünde değil; tam yanında durursunuz.
Ve inanmak, o kişiyi kendinizmiş gibi savunabilmektir.

Ama bu dünyada öyle insanlar vardır ki, geçmişte yarattıkları izleri silemeden
yeniden aynı inancı beklerler.

Dolambaçlı yollardan yürüyen, açık olmaktan kaçınan, sözünde durmayan kişilere karşı
içimizde oluşan kuşku, sezgiden öte bir iç bilgidir.
Ve hayır, insan bazı kapıları bir daha açmaz.
Çünkü bu duygu, tekrar tekrar harcanacak bir şey değildir.
O, tek kullanımlıktır.

Bu his aynı zamanda sadeliktir.
Gösterişsiz bir “ben buradayım” halidir.
Bir sırrı paylaştığınızda endişe duymamaktır.
Birlikte susabildiğiniz, aynı anda gülebildiğiniz, açıklama yapmadan da anlaşabildiğiniz kişilere duyulur.

Ve bana göre bu his… sarılmaktır, kucaklaşmaktır.
Fiziksel bir temas değildir bu, ruhsal bir yakınlıktır.
Sarılmak, kalbini bir başkasının ellerine teslim etmektir.
O ellerin seni bırakmayacağına inanmaktır.

O yüzden, bu duygu kolay kurulmaz.
Ve kaybedilince…
Geri getirmek için kurulan her cümle, artık biraz geç, biraz eksik, biraz boş kalır.

Kısacası…
Bu his, süslü cümlelerle, kelime oyunlarıyla, geçici vaatlerle kurulmaz.
Özünde dürüstlük olan sade bir duruşla, zaman içinde sessizce inşa edilir.

En önemlisi, bir kere yıkıldığında, ne kadar süslersen süsle, o boşluğu hiçbir kelime dolduramaz.

Yazarın Diğer Yazıları