ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhphaberyerel haberibbkartal belediyesituzla belediyesidilovası belediyesipendik belediyesimaltepe belediyesiuğurmumcugökhan yükselimamoğluşadi yazıcı
DOLAR
34,2358
EURO
37,0299
ALTIN
3.015,67
BIST
8.826,71
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Parçalı Bulutlu
Çarşamba Parçalı Bulutlu
19°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Parçalı Bulutlu
19°C
Cumartesi Çok Bulutlu
19°C

Nevin Özbar

nevinozbar12@gmail.com

Bir Siyasetçinin Sorumluluğu Saygının Gereğidir

18.09.2024 13:13
A+
A-

Siyaset, toplumun yönünü belirleyen, geleceğini şekillendiren bir alandır. Bu nedenle, siyasetçilerin sorumlulukları, yalnızca politik başarıya ulaşmakla sınırlı değildir; aynı zamanda topluma karşı olan saygıyı ve etik değerleri de kapsar. Bir siyasetçinin, kamuoyunun güvenini kazanabilmesi için öncelikle saygıyı ilke edinmesi gerekir.

Siyasi liderlerin sorumluluğu, sadece seçim kazanmakla değil, aynı zamanda toplumun tüm kesimlerine karşı adil, dürüst ve saygılı bir yaklaşım sergilemekle de ilgilidir. Toplumun her bireyi, siyasetçilerin verdikleri sözleri ve gerçekleştirdikleri eylemleri izler ve değerlendirir. Bu nedenle, bir siyasetçinin davranışları, sadece kendi siyasi kariyerini değil, aynı zamanda toplumun genel milli ve ahlaki değerlerini de etkiler.

Saygı, bir liderin sadece sözlerinde değil, aynı zamanda eylemlerinde de kendini göstermelidir. Toplumun farklı görüş ve ihtiyaçlarına duyarlılık göstermek, siyasi liderlerin başarısının temel taşlarından biridir. Siyasi liderler, eleştirilere açık olmalı, karşıt görüşlere saygı göstermeli ve her bireyin haklarını gözetmelidir.

Bir siyasetçinin sorumluluğu, saygının gerekliliğini yerine getirmekle başlar. Toplumun beklentilerini karşılamak ve güvenini kazanmak için saygıyı ilke edinmek, her siyasi liderin öncelikli hedeflerinden biri olmalıdır.
Son yıllarda siyasi gündemimiz, toplumun gerçek sorunlarından uzaklaşıp yalnızca belirli çıkar gruplarının ve siyasi liderlerin kişisel hedeflerine odaklanmıştır. Bu bağlamda, toplumun derinleşen yoksulluk sorunları ve Cumhuriyet değerlerine yönelik artan saldırılar gibi hayati konuların yeterince ele alınmadığını gözlemliyoruz. Bu durumu endişe verici bir sessizlikle karşılıyoruz, oysa bu meseleler toplum olarak öncelikli sorunlarımız arasında yer almalıdır.

Siyasi hafızamızı genişleterek, “Bunun gibi siyasetçilerin toplumla ilgili önemli konulara ne zaman değindiğini görebiliriz” dediğinizi duyar gibiyim. Sadece, yoksulluk giderek derinleşirken Cumhuriyet değerlerine yönelik saldırıların devam ettiğini görmekteyiz. Görünüşe göre bu duruma dair bir endişe yok; fakat bizim böyle bir endişemizin olması gerekiyor. Örneğin, ülkemizin “kolonları” olarak nitelendirebileceğimiz öğretmenlerin atama sorunları, emeklilerin geçim sıkıntısı, vatandaşın yaşadığı ekonomik darboğaz, üniversite kazanan gençlerimizin konut bulma zorlukları ve yüksek kira fiyatları gibi temel sorunlarla ilgilenmesi gereken bu siyasetçi, kendisini siyasette var edebilmek amacıyla Cumhuriyet ve diğer değerlere saldırmayı tercih etmektedir.

Bu noktada bir hatırlatma yapmak gerekiyor. HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın temel taşlarından biri olan 4. maddenin kaldırılması gerektiğine dair yaptığı açıklamalar, güncelliğini korumaktadır. Yapıcıoğlu’nun bu söylemleri yalnızca anayasal düzene değil, Cumhuriyet’in köklü değerlerine sahip çıkan herkese bir saldırı niteliğindedir. Yapıcıoğlu, “Ahmağa anlatır gibi tek tek söyledim buna rağmen anlamamakta ısrar ediyorlar. Biz anayasanın 4’üncü maddesi olmasın diyoruz. Bir daha söylüyorum, altını çizerek söylüyorum. İlk 4 madde değil, 4’üncü madde, Tamam mı?” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.

Bu zat-ı muhterem kimlere “ahmağa” demiş olabilir? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yaşayan, devletin anayasasını kabul eden, laik ve sosyal bir devlet politikasını benimseyen herkese.Zekeriya Yapıcıoğlu’na hatırlatmak gerekirse, Cumhuriyet, halkın iradesinin egemen olduğu, bireylerin hak ve özgürlüklerinin teminat altına alındığı bir yönetim biçimidir. En önemli özelliği, toplumun her kesimine eşit fırsatlar sunması ve adaletin, demokrasinin, laikliğin ışığında toplumu aydınlatmasıdır. Cumhuriyet, sadece bir yönetim şekli değil; aynı zamanda çağdaş medeniyetin ve insan onurunun sembolüdür. Her bireye kendini özgürce ifade etme imkânı tanıyan bu rejim, eşitlik ve özgürlük ideallerini koruyarak toplumsal huzuru sağlar.

Bu söylemler, hem toplumsal barışa hem de hukukun üstünlüğüne zarar vermekte ve toplumu ayrıştıran bir dilin kullanılmasıyla sorumluluk bilincinden uzak bir tavır sergilenmektedir. Bir vatandaş olarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın değiştirilemez maddelerine yönelik saldırılar karşısında sessiz kalmak, yalnızca ülkenin temel değerlerine değil, aynı zamanda toplumsal barışa da ciddi bir saygısızlık anlamına gelir. Yapıcıoğlu’nun, anayasal düzeni savunanları küçümseyen bir üslupla “Ahmağa anlatır gibi tek tek söyledim” gibi ifadeler kullanması, bir siyasi liderden beklenmeyecek derecede saygısız bir tavırdır. Bu söylemler, hukukun üstünlüğüne ve toplumsal barışa olan inancı zedelemekte ve halkı kutuplaştırmaktadır.

Anayasanın 4. Maddesi: Cumhuriyet’in Temel Taşı

Anayasa’nın 4. maddesi, devletin demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti niteliğini güvence altına alan değiştirilemez bir hükümdür. Bu madde, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş dünyadaki yerini koruyan en temel ilkelerden birini temsil eder. Bu ilkelere yönelik yapılan her türlü saldırı, sadece hukuki bir sorun yaratmaz, aynı zamanda ülkemizin toplumsal bütünlüğünü de tehlikeye atar. Anayasa’nın bu maddesine saldıranlar, toplumu ayrıştırmayı ve devletin temel ilkelerini sarsmayı amaçlamaktadır.

Siyasetçilerden, topluma liderlik etmeleri ve sorumlu bir dil kullanmaları beklenir. Ancak Yapıcıoğlu’nun açıklamalarında kullandığı “ahmak” gibi ifadeler, yalnızca anayasa ve Cumhuriyet değerlerini savunanları küçümsemekle kalmıyor, aynı zamanda sorumluluk bilincinden yoksun bir tavır sergiliyor. Bu tür üslupsuz söylemler, toplumsal barışa ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Özellikle, hukukun üstünlüğüne saygı gösterilmesi gereken bu tür kritik konularda sorumlu ve yapıcı bir dil kullanılması elzemdir.

Hukuka ve Anayasaya Saygı: Vatandaşın Görevi

Anayasayı savunmak, yalnızca siyasi liderlerin değil, her vatandaşın sorumluluğundadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerini korumak, bu ülkenin geleceğini güvence altına almanın en önemli yollarından biridir. Anayasanın değişmez maddelerine yönelik saldırılar karşısında sessiz kalmak, bu değerlere inanan her bireyin görevi değildir. Aksine, anayasal düzeni ve Cumhuriyet’in kazanımlarını savunmak, her yurttaşın sorumluluğudur. Bu sorumluluk, demokrasimizin ve toplumsal barışımızın teminatıdır.

Anayasa’nın 4. maddesi açıkça anlatılmaktadır; aynen yayımlıyorum.

Anayasanın İlk Dört Maddesi: Değiştirilemez ve Değiştirilmesi Teklif Edilemez

  1. Devletin şekli: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
  2. Cumhuriyetin nitelikleri: Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
  3. Devletin bütünlüğü: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.
  4. Değiştirilemeyecek hükümler: Anayasanın 1, 2 ve 3. maddeleri değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez.

Bu maddeler, Türkiye Cumhuriyeti’nin varoluşunun teminatıdır. Bu ilkelere yönelik her türlü saldırı, hukuki ve toplumsal açıdan kabul edilemezdir. Tüm yurttaşları, bu değerlere sahip çıkmaya ve anayasal düzeni savunmaya davet ediyorum. Hep birlikte, Cumhuriyet’in kazanımlarını ve anayasal düzeni koruma sorumluluğunu yerine getirelim.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.