aohbet islami chat omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhphaberyerel haberibbkartal belediyesituzla belediyesidilovası belediyesipendik belediyesimaltepe belediyesiuğurmumcugökhan yükselimamoğluşadi yazıcı
DOLAR
40,2141
EURO
46,8745
ALTIN
4.320,80
BIST
10.225,48
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
32°C
İstanbul
32°C
Açık
Çarşamba Açık
33°C
Perşembe Açık
34°C
Cuma Parçalı Bulutlu
29°C
Cumartesi Az Bulutlu
30°C

Nevin Özbar

nevinozbar12@gmail.com

Emeklilerimize Layık Olduk Mu?

05.07.2025 04:50
A+
A-

Dün, emeğin, alın terinin ve yıllarca süren fedakârlığın en derin anlamıyla anıldığı çok önemli bir gündü.

30 Haziran…

Çalışmaya başladığımız ilk günlerden itibaren, çoğumuzun aklında en az bir kez beliren soru şudur: “Ne zaman emekli olacağım?” Emeklilik, yalnızca çalışma hayatından ayrılmak değil; hayatın yorgunluğunu biraz olsun azaltmak, alın terinin karşılığını almak, dinlenmek ve kendimize zaman ayırmak için kazanılan kutsal bir haktır.

Türkiye’de 30 Haziran, bu hakkın ve emeğin en anlamlı şekilde kutlandığı özel bir gündür. Bu tarih, Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1927 yılında emekliye ayrıldığı gün olarak kabul edilir ve ülkemizde her yıl “Emekliler Günü” olarak anılır. Atatürk’ün şu sözü, bu kutsal hak için yol göstericidir:
“Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur.”

Bu sözler, emek ve fedakârlığın bir milletin temel taşı olduğunu en güzel biçimde anlatır. Ancak günümüzde, ne yazık ki pek çok emeklimiz için bu onura layık bir yaşam mümkün olmamaktadır.

Yıllar boyunca gece gündüz demeden çalışan, alın teriyle bu ülkeye hizmet eden emeklilerimiz; bugün artan hayat pahalılığı, yükselen enflasyon ve temel ihtiyaçların erişilmezliği karşısında büyük zorluklarla mücadele etmektedir.

Eskiden emeklilik, küçük ama ulaşılabilir hayallerle dolu bir dönemdi. “Yazlığa gideceğim”, “Küçük bir dükkan açıp kira geliri sağlayacağım”, “Ev sahibi olacağım” gibi umutlar, çoğu emekli için gerçek olabilirdi. Bugün ise bu hayaller, artan ekonomik zorluklar nedeniyle çoğunlukla uzak birer düş haline gelmiştir.

Emeklilik, sadece çalışma hayatından çekilip dinlenme dönemi değil, aynı zamanda yılların birikimiyle şekillenen, insanın kendine ve sevdiklerine ayırabileceği özel bir zamandır. Ancak günümüz Türkiye’sinde bu hak, maalesef pek çok emeklimiz için sadece kelimeden ibaret kalmaktadır.

Yükselen enflasyon, artan yaşam maliyetleri, sağlık giderlerinin ağırlaşması ve ekonomik belirsizlikler, emeklilerin günlük yaşamını giderek zorlaştırmaktadır. Elektrik, doğalgaz, kira, gıda ve ilaç gibi zorunlu harcamalar, emekli maaşlarının büyük bir bölümünü eritmekte ve onları temel ihtiyaçlarını karşılamakta bile zorlar hale getirmektedir.

Sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan güçlükler, kronik hastalıkların artması ve ilaç fiyatlarının yükselmesi, emeklilerin omuzlarındaki yükü daha da ağırlaştırmaktadır. Pek çok emekli, hastaneye gitmek ya da gerekli ilaçları almak için bile uzun mücadeleler vermek zorunda kalmaktadır.

Bir diğer önemli sorun ise sosyal izolasyon ve yalnızlıktır. Emeklilik, çalışma hayatının sona ermesiyle birlikte sosyal çevrenin daralması anlamına gelir. Birçok emekli, sevdiklerinden ve arkadaşlarından uzak, yalnızlık içinde günlerini geçirmek zorunda kalmakta, bu da psikolojik sorunları beraberinde getirmektedir.

Eğitim ve teknolojideki hızlı değişimler, kuşaklar arasındaki uçurumu büyütmekte ve emeklilerin bilgiye erişimini zorlaştırmaktadır. Bu da sosyal hayattan kopuşu artırmakta, emeklilerin kendilerini dışlanmış hissetmelerine neden olmaktadır.

Tüm bu zorluklara rağmen, Türkiye’deki birçok emekli, geçim sıkıntısı nedeniyle çalışmaya devam etmek zorunda kalmaktadır. Emeklilik, huzur ve dinlenme dönemi olmasının yanı sıra, maalesef hayatta kalma mücadelesine dönüşmüştür.

Oysa emeklilerimiz, yıllar boyunca ülkemize verdikleri emekle toplumun temel taşları olmuş, bilgi, deneyim ve çalışkanlıklarıyla bugünümüzü inşa etmişlerdir. Onlar sadece gelir kaynağı değil, kültürümüzün, tarihimizin yaşayan hafızasıdır.

Bu nedenle, emeklilerimizin karşılaştığı ekonomik, sağlık ve sosyal sorunların çözümü hepimizin ortak sorumluluğudur. Onların yaşam kalitesini yükseltmek, hak ettikleri saygıyı göstermek, bir toplumun medeniyet ölçüsüdür.

Ülkemize tatil için gelen yabancı emekliler, konforlu ve rahat bir şekilde sosyal ve ekonomik imkanlardan faydalanırken, kendi emeklilerimizin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanması kabul edilemez bir durumdur.

Emeklilerimizin yüzlerindeki gülümseme, toplumun vicdanının aynasıdır. Onlar, bu ülkenin sessiz kahramanlarıdır; geçmişin birikimi ve geleceğin güvencesidir.

Bu özel günde, tüm emeklilerimize sağlıklı, huzurlu, onurlu ve saygı dolu bir yaşam diliyorum. Emekleri, fedakârlıkları ve onurları kalplerimizde her daim yaşamalı, her zaman onurlandırılmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları