ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhphaberyerel haberibbkartal belediyesituzla belediyesidilovası belediyesipendik belediyesimaltepe belediyesiuğurmumcugökhan yükselimamoğluşadi yazıcı
DOLAR
34,2362
EURO
37,0089
ALTIN
3.023,51
BIST
8.838,60
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Parçalı Bulutlu
Çarşamba Parçalı Bulutlu
19°C
Perşembe Az Bulutlu
18°C
Cuma Parçalı Bulutlu
19°C
Cumartesi Çok Bulutlu
19°C

Nevin Özbar

nevinozbar12@gmail.com

İnfial Yaratan Olay! Çocuğun Hayatını Kararttılar..

17.05.2024 23:54
A+
A-

Türkiye’de son on yılda kadına yönelik şiddet olayları, çocuk istismarı 3 kat artarak sosyal yaşamda önlem alınması gereken önemli bir sorun haline dönüşmüştür. Özellikle yaşa bakılmaksızın istismar ve tecavüz sessiz bir salgın gibi büyümektedir.

Bu vahşi zorbalığa kurban seçilen kadınların ve çocukların toplum üzerindeki tacize uğrama nedenleri ise kadının konuşma tarzı, hal ve hareketleri, kılık kıyafetleri bahaneden sayılmıştır.

Bilhassa suçun mağduru “çocuk” ise toplumda yalnızca anne-babaları değil, içinde bulunduğu toplumun bireylerini etkileyen sosyal bir problem olarak önümüzde durmaktadır.
Maalesef ki günümüz toplumunda çocukların karşı karşıya kaldığı en önemli sorunların başında cinsel istismar gelmektedir. Biraz sonra anlatacağım olayda çocuğa, cinsel istismarın nedeni ( Pedofili) muğlâk bırakılmış, yerine tehdit, hile, korku, kaygı, endişe ve huzursuzluk ile ikna edilmiş, geleceği karartılmış, bir çocuk hikayesi bırakılmıştır. Öyle ki, bu vahşeti yaşatanlar… işin yasal yada ahlaki boyutundan bile korkmaksızın özgürce hareket etmiş, insaf kavramını bile unutmuşlardır.

Daha geçtiğimiz günlerde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne denk gelen gündem konuların başında, İstanbul Sultanbeyli de yaşanan tecavüz olayı yer alıyordu. Kamuoyuna yansıyan bu vahim olay, hepimizi derinden üzmüştür…

Sultanbeyli’nin bir mahallesinde, ağabeyi cinayet suçundan cezaevinde olan on üç yaşındaki orta okul sekizinci sınıf öğrencisi bir kız çocuğu, önce arkadaşı tarafından tecavüze uğrayarak kayda alınıyor, daha sonra söz konusu görüntüler ilçeye yayılıyor… ” Görüntüleri ağabeyine izletiriz. Ağabeyin cezaevinden kaçar seni öldürür” tehdit ve şantajlarla tam on beş kişi tecavüz ediyor!…

Felaket bununla bitti mi? Elbette hayır. İddialar kan donduracak cinsten!..

Sınıf arkadaşları ile başlayan tecavüz olayında arkadaşlarının ağabeyleri, muhtarın oğlu, semt sanayiindeki kaportacılar… sırasıyla çocuğa tecavüz ediyor…!
Korkunç gerçekler, çocuk dayanamayıp karakola gittiğinde ortaya çıkıyordu.

Sapıklar, tecavüzcüler… toplumsallık duygusundan yoksun kişilerdir ve bunların yaşamlarımızda pay sahibi olmaları da gerekmiyor.

Çocuğun fiziki tahribatının yanı sıra psikolojik etkileri ;utanç ve suçluluk duygusunu düşünebiliyor musunuz!

Ne yazık ki mesele bununla bitmedi. Toplumsal cinsiyet rollerine öylesine koşullanmışız ki çocuk bedenlerinin nasıl görünmesi gerektiğini tartışır hale gelmişiz!! Sapkınların ise ruhsal iyilik hallerini düşünür olmuşuz.

Gelelim söz konusu faillerin avukatına….

Olayın bir başka acı tarafı, kişilerin hak ve hukukunu yasa önünde savunmayı meslek edinmiş sanıkların savunma avukatının mahkemede, “çocuğun etek boyunu ” sorarak tecavüzü olanaklı kılma ve meşrulaştırma yönündeki çabasına!
Bahsi geçen “KADIN” avukat, tecavüzü ahlak dışı suç olarak görseydi; mağdurun on beş kişi tarafından vücut dokunulmazlığının ihlal edildiğini, bu gibi travmaların bir ömür boyu süreceğini de bir kadın olarak bilirdi.
Peki, bu kız çocuğunun ruhsal dünyasında derin yaralar açan TECAVÜZ zanlılarının hapis cezası, “Etek boyuna” göre kaç yıldan başlayacak?

Akla uygun değil, kadınlarımızın ve çocuklarımızın giyim tercihleri, tecavüz ve cinsel istismar gerekçesi olabilir mi?
Ne yazıktır ki temelde cinsiyet, kadın ve erkeğin biyolojik farklılıklarını ifade ederken ; bu olayda kadının etek boyu söz konusu olmuştur.
Şimdi soruyorum; daha on üç yaşında bir kız çocuğuna tecavüz etmek mi daha aşağılık, yoksa tecavüzcüleri aklamak için on üç yaşındaki kız çocuğuna,“ etek boyunu ” sormak mı ?

Eminim avukat hanım, sonradan hicap duymuştur bu sorudan ötürü. On beş yaşındaki bir çocuğa bu dehşeti yaşatanlardan da tiksinti duymuştur belki.. ( yada öyle umuyorum.) Zira bu
sorun yalnızca kadınların ve çocukların( etek boyu ) sorunu değil, bu kötülüğe kalkışan kişilerin namussuzluk ve haysiyetsizlik sorunudur. Toplumun çürümüşlük sorunudur.

Kayıtsız kalamayız…

Dolayısıyla, çocuk istismarı gibi içimizde infial uyandıran bu gibi durumlara karşı, yeniden çocukların korunması içi acil yasalar düzenlenmeli ve en ağır şekilde yargılanma yoluna gidilmeli. Bizzat toplumun kendisini ilgilendiren problemin çözüm,yine toplumun temel kurumu olan ailelerin “bilinçlendirilmesi” ile başlar. Birilerini değil, hepimizi yakından ilgilendiren bir problem olduğu da unutulmamalıdır. Böylesi suçların hukuki boyutunun
tespitinin yanında “önleme” boyutu da büyük önem arz eder. Çocukların korunması konusunda önemli sorumlulukları bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na büyük görevler düşmektedir. Okullarda, eğitim kurumlarında, rehber öğretmenlere görevler düşmektedir. Ayrıca sivil toplum kuruluşlarının bu hassas konularla ilgili dayanışma içinde olmasını da vurgulamak isterim.

 Vicdanları rahatsız eden bu iğrenç olaylar silsilesinde umarız ki, iyi hal indirimi olarak da bilinen takdiri tenzilat indirimine gidilmez.

Saygılarımla…


Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.