Bugün çok önemsediğim, siyaset üstü bir konudan; Kartal Belediyesi ile ilgili çıkan dedikodulardan bahsetmek istiyorum.
Öncelikle bu konuya nasıl girdim, niye girdim bir kaç cümle ile özetleyeyim:
Hasbelkader hevesli, eli klavye tutan sosyal medya silahşörlerinin beni etiketleyerek bu konuda yazı paylaşması ile birlikte konuya dahil oldum.
Ayrıca bulunduğum mahallede azımsanmayacak kadar da bu konuda çıkan dedikoduları bizzat kulağıma fısıldadılar. Aradan günler geçmesine rağmen hala gündemdeki sıcaklığını koruyan konu hakkında şunu söyleyebilirim kısaca; Kartal Belediyesinde yetkili bir isim ile konuştum. Kendileri dedi ki; Araç Takip Sistemi (GPS) var araçlarımızda. Bu sayede belediyeye ait araçların şehre daha iyi hizmet verilmesi amaçlanıyor. Ayrıca, Belediye binamız tamamen otomasyon üzerinden; güvenlik, ses, kamera,aydınlatma sistemleri ile tasarlanmıştır.”
Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere, bahsi geçen isimler hakkında oldukça sıra dış hikayede Kartal Belediyesine ait aracın kullanılmadığı ve binanın yedi yirmi dört kamera sistemi ile kayıt yapıldığı anlaşılıyor.
Asılsız dedikodularda adı geçen Kartal Belediyesi yöneticileri…Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk düzeninde kişilere tanıdığı bütün haklarını kullanır yada kullanmaz bilemiyorum. Fakat göz önünde tutulması gereken tek konu var ki, özellikle benim için aile mefhumdur ve bahsi geçen isimleri bende saklı kalacaktır.
Her neyse, konuda esas değinmek ve sormak istediğim, birkaç nokta var. Öncelikle kabul etmemiz gerekir ki, bu kirli bilgiyi kullanarak, bir kurumu, oradaki bir çok yöneticiyi belirli kişileri zan altında bırakarak yazılan yazılar ve dillendirilen dedikodular hakkında tam bir fikir sahibi misiniz?
Örneğin, elinizde telefon dinleme kayıtları, ses ve video kayıtları mı var?
Ya da şöyle sorayım:
Elinizde yeterli bilgi var mı?
Bahsi geçen olayları kim veya kimler görmüş?
Toplumumuz tarafından da nahoş karşılanan bu gibi olayların kanuni ve usuli olması ve nihai neticeye ulaşması için delil göstermeniz gerekmez mi?
Görüyoruz ki elinizde bir kanıt yok!
Olsa, eminim yayınlardınız..
Ne yazık ki sürekli olarak karşılaştığımız acemi bir işgüzarlık sizinki demekten başka bir şey söylemiyorum.
Varsayalım ki hiç bir dayanağı olmayan dedikodulardan ibaret suçlar işlendi. Bu isimler hakkında Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel’e şunları hatırlatmak ve sormak istemez miydiniz?
Kamu hizmetlerini ifa eden memurlar açısında 657 sayılı Devlet memurları Kanununu ve bu kanuna bağlı alt mevzuat ile disiplin hükümleri çerçevesinde neden bu güne kadar; bahsi geçen yöneticileriniz hakkında soruşturma başlatmadınız ?
Soramazsınız, değil mi? Çünkü sizin insanlığınız “Çamur at, izi kalsın!” kadardır.
Ayrıca, Anayasanın ilgili maddesinde Herkesin özel hayatına saygı gösterilmesi hakkına sahip olduğu ve özel hayatın gizliliğine dokunulmayacağı belirtilmekle birlikte, korunmasını mümkün kılmıştır.
Ayıp ve günah denen bir şey var!
Kartal Belediyesi’nde görev yapan, belki de gelecekte başka kurumlarda hizmet verecek olan isimler üzerinden yürütülen bu zehirli iletişim şekillerini ancak karaborsa olarak değerlendirebilirim.
En vahim olanı da söylentilerinin bir dayanağı olmadığı gibi kişi/kişiler ile ilgili sosyal medyada paylaşım yapılmasıdır. Bu gibi asılsız haberlerin altında yer alan yorumlara değinmek bile istemiyorum. Maalesef bazı ezberler değişmiyor, değişmedikçe de bazı şeyleri paylaşmak bize düşüyor..
Ne yazıktır ki kişiler arası saygının giderek azaldığı zamanlardan geçiyoruz…
Aklınıza gelen bir fikirle oturup sayfanızdan bir erkeğin ailesini “onurunu zedeleyecek” zina ( suçlaması) yapamazsınız.
Şimdi, bu söylemlerin hiçbirisi suç değil midir? Kurumu itibarsızlaştırma ve kişilerin onurunu yok saymak değil midir?
Kartal kamuoyuna yansıyan dedikodulu “algı” operasyonları ,sosyal medyada gündem olurken, bunlara mümessil kişilerin amaçları olsa olsa; 2024 yerel seçimleri öncesi Kartal Belediye’sine zarar vermek içindir.
Gerçekleştirilecek olan yerel seçimlerde, yeni belediye başkanları, mahalle muhtarları ve belediye meclis üyeleri seçilecek. Peki, yerel seçimler öncesi başlatılan bu kara propaganda teknikleri ile olumsuz hava estirdiklerini sananların maksadı, genç yaşına rağmen göreve geldiği ilk günden itibaren sergilediği aile yapısı ve kişilere karşı saygılı davranışları ile insanların gönlüne taht kuran Başkan Yüksel’in itibarına zarar vermek veya başkanı bulunduğu kuruma karşı şüphe uyandırma politikasından başka ne olabilir ki?
Netice itibariyle hangi siyasi görüşten olursa olsun,hiç kimse töhmet altında bırakılmamalıdır. İddia sahipleri iddiasını ispatlamakla mükelleftir.
Kartal kamuoyuna saygılarımla…
