ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhphaberyerel haberibbkartal belediyesituzla belediyesidilovası belediyesipendik belediyesimaltepe belediyesiuğurmumcugökhan yükselimamoğluşadi yazıcı
DOLAR
34,2358
EURO
37,0299
ALTIN
3.015,67
BIST
8.826,71
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Parçalı Bulutlu
Çarşamba Parçalı Bulutlu
19°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Parçalı Bulutlu
19°C
Cumartesi Çok Bulutlu
19°C

Nevin Özbar

nevinozbar12@gmail.com

Yakışmadı!

05.06.2024 16:48
A+
A-

“Doğru Söyleyeni Dokuz Köyden Kovarlar”

Geçmişten günümüze kafe denince hemen, hemen hepimizin temel amacı;  buluşma, yeme-içme karşılaşma, vakit geçirme kısacası sosyalleşilen yer olarak düşünüldüğünden hayatımızın önemli bir kısmını kapsar.

Bu nedenle, elbette, günümüz şartlarında ekonomik aynı zamanda rahatlık ve ferah alanları olan kafeler tercih edilir.

Sadece bunlarla sınırlı değil elbette ki; müşteri sadece ekonomik oluşundan dolayı kafeleri tercih etmez, aksine hizmet kalitesi, hijyen, yeme- içme, psikolojisi ve ruh hali, kafenin iç tasarım ve bahçe düzenlemesi faktörleri insanların bu mekanlara rağbet göstermesini sağlar. Kısaca  hepsi bir bütünün parçasıymış gibi tercih ediliyor artık. Tüm bu saydığımız şeylerin var olması demek; iyi hizmet kalitesi ile birlikte markalaşmak demektir.

Mümkündür, neden olmasın?

“Aksi takdirde ‘ben yaptım oldu’ anlayışı, her konuda olduğu gibi, markalaşma hizmeti konusunda da yetersiz kalınır.

Söz konusu koskocaman bir kurum olunca; kafe – ekonomi- marka demişken isim üzerinde oldukça duruyor ve önemsiyorum.

Kartal Belediyesi tarafından halka uygun fiyatlı ve kaliteli hizmet götürmek amacıyla işletilen ‘Gezegen Kafelerin’ sayısı 11’e çıkarıldı. Evet, O, kafeler hepimizin ulaşabildiği ortak noktalarda konuşlandırıldı, ancak eksikleri bir türlü giderilemedi ve güncellenemedi. Bu da rekabet yarışında sınıfta kalmalarına yol açtı.

Kordonboyu Mahallesi Hükümet Caddesi üzerinde bulunan Kartal Belediyesi’ne ait  Gezegen Neptün  Kafe’de çay – kahve içtik, tost yedik. Tost mu bizi yedi, biz mi tostu bilemiyorum!

Önce çay istedik. Arkadaşımız çayı- kahveyi karton bardakta getirdi. Sebebini sorunca da kafe çalışanlarından ” Cam bardak kalmamış” cevabı gecikmedi.

Hesaplanmamış demek ki. Ya da cam bardak fabrikaları grev yapmış olmalı.Bunun için hesap uzmanı olmaya gerek yok sanırım.

O gün ve diğer günlerde bir mekan işletmecisi şunu rahatlıkla bilir; kafenin hedef kitlesi mevcut olsa da, yine de müşteri kitle sayısı değişiklik ve belirsizlik gösterir.

Sohbet uzayınca sadece kaşarlı tost yanında da tekrar çay almak amacıyla içeri girdim.Personel cevap vermekten aciz bir vaziyette, oradan ortaya manasız bir telaş  içinde koşturuken, nihayet muhatap buldum, siparişimi verdim.

Gezegen Kafelerin özelliğinden olsa gerek (self-servis) kağıt arasında okul kantinlerinde hazırlanan tost misali, kupkuru yanında bir dilim domates, bir kaç zeytini dahi bulunmayan tepsiyi elime tutuşturdular.

Sanki Halil İbrahim sofrası mübarek.

Peki neydi bunca telaş?

Bir kaç karton ve plastik bardakta çay, bir adet tost mu yani!

Gezegen hangi gezegen? Adı gezegen ama sanki dünya gezegenine hiç uğramadığından olsa gerek, geleneksel kurallar umurlara ulaşmamış.

Servis mi? Sorma?

Ömrümde bu kadar kötü bir tost, hizmet konusunda bu kadar yetersiz bir personel  görmedim. Tek kelimeyle rezalet!

Oysa ki, pandemiden sonra bu tür kafelerde normalleşme adımlar çoktan atılmış; karton bardaklara veda edilmiş, personellere de güler yüzlü hizmet anlayışıyla hareket etmeleri gerektiği her durumda öğretilmiştir.

Özellikle yaz aylarının gelmesiyle birlikte kafenin bahçesinde oturmayı tercih etmiştik.

Yanımdaki gazeteci arkadaşımdan ilk olarak sesli cevap gelmese de etrafa bakarken huzursuz oluşu sorumun cevabı oluyor. “Aman Allah’ım” diyorum.

Hiç mi göze hitap etmez. Üçüncü sınıf plastik sandalyeler- masalar..

Kafenin bahçesinde Kartal Belediyesi’ ne ait bir- iki ayaklı branda. Oturan insanların yarısı güneşin kavurucu sıcağı altından kalkmak için biri birinin kalkmasını bekliyor, ya da “Sizin masa gölgede müsaadeniz varsa masanızda bize de yer açar mısınız ?” Diyorlardı.

Bahçede bir kaç ağaç, gerisi bakımsızlıktan uzamış kuru otlar.

Bırakın toprakta yetişmesini, saksıda bir kaç çiçek dikilemez miydi?

Pekalâ yukarıda belirttiğim eksikler görülüp, gereği yapılamaz mıydı?

Dolayısıyla, Kartal Belediyesi yetkililerine buradan sesleniyorum; Yakın bir zamanda bahsettiğim  kafelere  gitmişliğiniz var mıdır? Hiç denetleme yok mu? Müşteri gibi oturup bir şeyler yiyip içtiniz mi? Kartal Belediyesi’ne ait kahvaltı verilen diğer kafelerde haşlanmış, rengi mora kaçmış yumurta yediniz mi nasıl bir duygu? Hiç güneş altında gölgelik beklediniz mi? Oradaki personelin hizmetle uzaktan yakından bir ilgisi yok. Lütfen halka biraz saygınız olsun. Kartallı vatandaşlar “Belediyemiz” kazansın diye tercih etmiş olabilir ama maalesef çok kötü. Denetim lütfen.

Alttaki fotoğraflar kafe bahçesine aittir. Durumun vahametini ayan beyân göstermektedir.

Saygılarımla…

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.