Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Özgür Özel, Kızılay’ın 2021-2030 Stratejik Planı’nın başka kurumların planlarından “kopyala-yapıştır” yöntemiyle hazırlanmış olduğunu vurgulayarak, “Stratejik planda intihal olur mu? Vallahi olmaz diyorsun, olmuş. Kızılay’ın Stratejik Planı baştan aşağı intihal” dedi. Özel, “Şanlıurfa Belediyesi’ne, Japonya’dan 41 milyon 600 bin TL vermişler, bu belediye başkanımız dereyi ıslah etmek yerine parayı Taliban’a yollamış. Ne diyelim daha, ne diyelim?” ifadesini kullandı.
CHP’li Özel, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, “Felaket üstüne felaket, acı üstüne acı, kayıp üstüne kayıp yaşıyoruz. Bir kez daha hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine, milletimize sabır diliyoruz. Basın toplantısından sonra Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu, Sayın Genel Başkanlar ve Cumhurbaşkanı yardımcıları ile birlikte, Sayın Meral Akşener ve Sayın Ahmet Davutoğlu ile birlikte Şanlıurfa’daydılar. 14 Mayıs’tan sonra Şanlıurfa’yı ziyaret eden müstakbel kabine ortakları, Türkiye’yi Cumhurbaşkanımızla birlikte yönetecek olan Cumhurbaşkanı yardımcılarının, o süreçlerde Türkiye’yi böyle acılar yaşanmasın, böyle acziyetler olmasın diye birlikte en etkin çalışmaları yapacaklarından milletimizin de bizlerin de herhangi bir şüphesi yok” dedi. Özel, “Dün çadırlar sular altında kaldı. O çadırlarda kimler kalıyordu dersek, o çadırlarda evleri doğru yerlere yapılmayanlar kalıyordu. Evleri zemin etüdü doğru yapılmamış sağlam zeminlere, kayalık zeminlerin üzerine değil de akışkan zeminlerin üzerine yapılmış ve bu yüzden evleri yıkılmış ya da oturulamaz hale gelmiş depremzedeler, bu sefer de yanlış yere kurulmuş çadırlarda sular altında kaldılar, çamur altında kaldılar. Çünkü AFAD’ın başındakilerin depreme hazırlık, depremden korunma ile ilgili eksiklikleri gibi, depremzedelerin barındırılacağı alanlarla ilgili de son derece özensiz oldukları, hazırlıksız oldukları, gerekli çalışmaları yapmadıkları görülüyor” ifadesini kullandı. Özel, şunları kaydetti:
İLETİŞİM BAŞKANLIĞININ İTİRAFLARI
“Dün sular altında kalıp insanlara mezar olan o kavşak, Recep Tayyip Erdoğan tarafından 3 Aralık 2022’de açıldı ama ihalesi 21-b’yle. Her şeyi 21-b’yle yapıyorlar ya, çok acil işmiş, 21-b’yle yaptılar. Yani davet usulü, yani açık ihale değil isteyen girmiyor, yani adrese teslim, yani yandaşa teslim… İhale yandaşa teslim olunca, canlar da Azrail’e teslim oluyor. Bir kere işin bu kokuşmuşluğunu bir görelim. Sonra tabii bu kavşağın altında AK Parti’nin yapmış olduğu bu kötü ihale ve daha yeni yapmış olduğu açılış olup tepkiler gelince, bakın İletişim Başkanlığı Dezenformasyon Bakanlığı diyor ki: Yanlış; bu kavşak 3 Aralık 2022 de değil, Nisan 2013’te açılmıştır diyor. Bakın, şimdi 3 yönlü bir rezaleti birlikte görelim. Herhalde Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi açılışı çok güzel oldu. Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül: ‘Yıllarca hizmet etsin memleketimize, bahtı da güzel olsun inşallah. Abide Kavşağı, Şanlıurfa’mıza hayırlısı olsun’. 3 Aralık 2022. Belediye Başkanı burada, tweeti burada, açılış burada, Recep Tayyip Erdoğan burada… Şimdi hangisi yalan, hangisi doğru. 1- Yalanı doğru gibi gösteren bir rezalet. 2- Kendi büyükşehir belediye başkanıyla çelişen ya da o doğru söylüyor da sanki onu yalanlayan bir rezalet. Ayrıca bir gerçek daha var, üçüncü rezalet: Hani deniyor ya, bir kavşağı iki kere açıyorlar. Bakın İletişim Başkanlığı buraya fotoğraf koymuş, “biz o kavşağı 2022 de açmıştık.” Bu kavşağın bir kısmında bir çalışma yapmışlar, Tayyip Erdoğan’a açtırmışlar tam Nisan 2013’te. Aynı kavşağı 2022’de bir daha açmışlar. Bu da İletişim Başkanlığı’nın bir başka itirafı.
İKTİDAR DEĞİŞİMİNE OLAN İNANCINIZI TAKDİR EDİYORUM
Hatay Valimizin istifası var, Rahmi Doğan. Tabi dün tükürdüğünü bugün yalayan, çok böyle sanki dürüstlük timsali gibi pozlarla yürüyüp, her türlü olmadık işe bir kisve uydurmak konusunda çaba içinde olan Numan Kurtulmuş, şimdi de çıkmış: “Efendim, herkesin siyasete girme hakkı var, Hatay Valisi’nin de var falan…” Soru şu: Hatay Valisi kendini böyle bir göreve layık görüyorsa, yani kendini başarılı bir vali görüyorsa, sizin ona aferin diyeceğinizi düşünüyorsa, niye kişisel ikbal peşinde koşuyor? Hatay’ı kendinden niye mahrum ediyor bu dar zamanda? İşini iyi yapıyorsa Hatay’da devam etsin. Yok, “kötü yapıyor ya, istifa etsin diye biz onun önünü açtık” diyorsanız, kardeşim görevden alsaydınız. Ama galiba siz ona dokunulmazlık vermek istiyorsunuz. Galiba hani o bizim de bildiğimiz, sizin de bildiğiniz, ortaya çıkmak için an kollayan gerçeklerin, ortaya çıktığında; örneğin iktidar değiştiğinde bu valinin dokunulmazlık altında olmasında fayda görüyorsunuz öyle mi? İktidar değişimine olan inancınızı takdir ediyorum ama bu davranışınız hiç hoş bir davranış değil. Bunun da çaresi bulunur.
HİÇBİR BAKAN ADAYIMIZ MİLLETVEKİLİ OLMAYACAK
Hulusi Akar ve Süleyman Soylu. Bu arkadaşların milletvekili yapılacakları konuşuluyordu, gitgide somutlaşıyor. Neden? İktidar değişecek, elbette görevi dönemindekilerle ilgili soruşturma komisyonları falan ama bu arkadaşların da dokunulmazlığa ihtiyacı var. Ya düşünsenize, seçimi kazanacaklarına inansalar bakanları neden milletvekili yapsınlar, değil mi? Bir de sonra istifa ediyorsun, milletvekili… Belki o 1 vekil çok önemli olacak. Bizim hiçbir bakan adayımız milletvekili olmayacak mesela. Milletvekili listesinde gördüklerinizi bileceksiniz ki bunlar bakan değil. Halihazırdaki bakan seçimi de kazanacaksa, bir devamlılık olacaksa, neden milletvekili yapılıyor?
SİSTEMİN ÇİVİSİ ÇIKMIŞ
Buz gibi gördüler; seçim geldi gidiyorlar, çocuk görse bu tabloyu okur ama tartışma şu: Örneğin bugün akşam saat 19:00’da bu bant yayınlandığında bu iki arkadaş istifa etmiş olacak mı, olmayacak mı? Çünkü kamu görevlilerinin istifa süresi 17:00’de doluyor. Bunlar işine geldi mi kamu görevlisi, işine geldi mi siyasetçi olan bu iki arkadaş, eğer kamu görevlisiyse, protokolde bu yerleri işgal ediyorlarsa, bu Meclis’e gelip. cumhurbaşkanını temsilen bütçelerini savunuyorsa, kamu görevlisinin daniskasılarsa, bugün 17:00’ye kadar istifa edecekler. Ya edecekler, bunlardan kurtulmanın hoş bir yolu olacak, bir de deprem bölgesinden aday gösterme gibi. Adamlar yıktıkları, kurtaramadıkları, dondurdukları yerde aday yapılır mı ya? Ama deprem bölgesinden aday yapacağız falan diye de bir şeyle bunlara dokunulmazlık veriyorlar. Kamu görevlisi mi, değil mi tartışmasını bugün akşam 17:00’ye kadar Mehmet Uçum’a sorun, ondan sonra da kime sorarsanız sorun. Çünkü artık sistemin çivisi çıkmış, çivisi çıkmış… Düzeltmeye geliyoruz inşallah, yoksa bu konuda başka da bir husus yok.
DEREYİ ISLAH YERİNE TALİBAN’A YOLLAMIŞ
Şanlıurfa Belediyesi, parasızlıktan dere ıslahı yapamamış, dün o can alan, ıslah edilmeyen derelerin ne olduğunu gördünüz. Bunlar para bulamamış oysaki Japonya’dan bulabilirlerdi. Japonya, deprem ve doğal afetler konusunda en çok fon sağlayan ülkelerden birisi biliyorsunuz. Japonya’dan istesen, o derenin ıslahı için sana para verirler. Arkadaşlar vermişler, hem de 41 milyon 600 bin TL vermişler de bu belediye başkanımız dereyi ıslah etmek yerine parayı Taliban’a yollamış deprem yardımı olarak. Ne diyelim daha, ne diyelim?
STRATEJİK PLAN KADAR İNTİHAL RAPORUMUZ VAR
Bir de Kızılay ile ilgili bir belgemiz var. AFAD’ın, Kızılay’ın 2021-2030 Stratejik Planına herkes bakıyor, “bu depreme nasıl hazırlandık, bundan sonra ne yapacak Kızılay” diye. Bu bir kitapçık, sayfa sayfa biz sonuna kadar inceledik, bir kitapçık da biz yazdık: 2021-2030 Stratejik Planında yapılan intihaller. Stratejik planda intihal olur mu? Vallahi olmaz diyorsun, olmuş. Şimdi birkaç örnek vereceğim: Mesela Gaziemir Belediyesi’nin stratejik planından kopyala-yapıştır, noktası virgülüne kadar… Alanya Belediyesi stratejik planından intihal var, Galatasaray Üniversitesi stratejik planından intihal var, Bingöl Üniversitesi stratejik planında intihal var, Vikipedi’den intihal var, Gıda Mühendisleri Dergisi’nden intihal var, hakemli makalelerden intihal var… Ya inanamazsınız; Milliyetçi Hareket Partisi Tokat Milletvekili Reşat Doğru’nun 2013 Meclis konuşmasını kopyala-yapıştır yapmışlar; yazım hatalarıyla, anlatım bozuklukları ile birebir… Birine “stratejik plan yaz” diyorlar, düşünün Kızılay gibi bir kurum stratejik plan hazırlayacak; sürükle-bırak, sürükle-bırak… Stratejik plan kadar intihal raporumuz var.”