CHP lideri Kılıçdaroğlu ve Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, ortak açıklamada bulundu. Yeni asgari ücreti değerlendiren her iki genel başkan enflasyona dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, “Türkiye İstatistik Kurumu’na yaptığım ziyaretin etkileri görülüyor. Verilen rakam asgari ücret olarak dolar kurundaki yükselmeyi görürsek aslında düşük. Yılbaşında 384 dolar net gelir elde ediyordu asgari ücretli. 4 bin 250 lirayı yadırgamıyoruz. Eğer enflasyonu ve fiyat artışlarını kontrol ederlerse en azından asgari ücretli kardeşlerimiz biraz nefes alabilirler” diye konuşurken SP Lideri Karamollaoğlu da, “enflasyon rakamlarını, doları, avroyu dikkate alarak, bunun bir vatandaşın gündelik geçimini sağlayıp, sağlayamayacağına göre değerlendirmek icap eder. Vatandaş geçinemiyorsa 4 bin 250 değil 4 bin 250 olmasının da farkı olmaz. Mühim olan bir ailenin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmesidir” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle; Türkiye İstatistik Kurumu’na yaptığım ziyaretin etkileri görülüyor. Verilen rakam asgari ücret olarak dolar kurundaki yükselmeyi görürsek aslında düşük. Yılbaşında 384 dolar net gelir elde ediyordu asgari ücretli. 4 bin 250 lirayı yadırgamıyoruz. Eğer enflasyonu ve fiyat artışlarını kontrol ederlerse en azından asgari ücretli kardeşlerimiz biraz nefes alabilirler.
Önümüzdeki yaz bir gıda kriziyle Türkiye karşı karşıya kalırsa kimsenin şaşırması lazım. Uyarma görevi bizim görevimiz. Biz bugünden nelerin yapılması gerektiğini söylüyoruz. Kuru kuruya eleştiri değil. Asgari ücret üzerinden gelir vergisi alınmaması lazım.”
Kılıçdaroğlu’dan sonra sözü alan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ise şunları kaydetti: Aynı kanaatleri paylaşıyorum. ‘İktidarın tenkid edilmesini’ demelerini garipsedim. Bu rakamı doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı kendisi açıklıyor. Geçmişte Başbakanlar, Cumhurbaşkanları açıklamazdı. Şimdi bizzat Cumhurbaşkanı kendisi açıklıyor. 2 bin 850 liraya göre biz bunu 4 bin 250 TL’ye çıkardık, bununla da övünülmesi icap eder manasında bunu anlıyorum. Ama enflasyon rakamlarını, doları, avroyu dikkate alarak, bunun bir vatandaşın gündelik geçimini sağlayıp, sağlayamayacağına göre değerlendirmek icap eder. Vatandaş geçinemiyorsa 4 bin 250 değil 4 bin 250 olmasının da farkı olmaz. Mühim olan bir ailenin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmesidir.
Asgari ücret açlık sınırında olamaz. Açlık sınırının altında hiç olamaz. Bir iktidar kendi insanına, üstelik kendi insanına, aldığın ücretle karnını bile doyuramayacaksın diyemez, diyememeli. Geçinebileceği kadar ücret olacak. Enflasyonun yüksek olduğu bir yerde doğru yaklaşım olmuyor. Ben doları kullanmak istemem, niye dolardan bahsederek gündeme konuyu getireyim. Ama ister istemez dış ticaretimizi dolarla yapıyoruz. İhracat yaptığımız zaman o malın karşılığındaki bedelini dolarla ödüyoruz.”