Evet o da bir insandı. Şimdiki Yunanistan’ın bir kenti olan Selanik Osmanlı toprakları içerisinde ve Türklerin yoğun yaşadığı bir şehirdi ve 1881 yılında bu topraklarda bir çocuk doğdu. Öz be öz Türk evladı ve Müslüman bir çocuk olarak dünyaya gelmişti. Daha aklı bile ermeden küçücük yaşlarında babasını kaybetti. Annesi Zübeyde Hanım ve yakın akrabalarının kontrolünde yaşamaya ve büyümeye çalışan bir çocuk.
Yıllar yılları kovaladı ve her çocuk gibi o da önce ilkokula, sonrasında ortaokula gitti. Ancak başarılı bir çocuk olmasından dolayı daha bu eğitim döneminde öğretmenleri tarafından gelecek vadeden bir insan olarak keşfedildi. Adı Mustafa olmasına rağmen akıllı ve zeki oluşundan kaynaklı olarak Mustafa’ya Kemal ismi eklendi. Sonrasında Mustafa Kemal olarak lise eğitimini tamamladı. O da yetmedi ve askeri okul sınavlarını kazanarak subay olma yolunda ilk adımlarını atmış oldu. Çok geçmeden askeri okullarını bitirerek Osmanlı ordusuna subay olarak katıldı. O da yetmedi, kurmaylık vs. derken kurmay yüzbaşı olarak ordudaki görevlerine devam etti. Ancak hesapta olmayan bir şeyler vardı. Birinci Dünya Savaşı vs. derken Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş zamanı ve ülkenin iç hainlerin desteği ile dışa güçlerinin saldırıları sonucunda hemen hemen yer yeri işgal edilmiş ve Osmanlı yönetimi dış güçlerin esiri durumuna gelmişlerdi. Tam da bu zamanda şimdilerde beğenmediğimiz o kahraman Osmanlı Subayı Mustafa Kemal ve arkadaşları devreye girdiler. Uzatmadan söyleyeyim, uzun ve ince yollar geçilerek, cephelerde savaşılarak ülkemiz yeniden özgür ve hür olarak şimdilerde kullandığımız Misak-ı Milli sınırlarını çizdiler. O zamanlarda bile birçok iç hainin suikastları ve engellemelerine karşın ülkeyi bağımsız bir devlet olarak tabiri caiz ise, küllerinden yeniden doğurarak devlet yaptılar.
O yetersiz rejimden kurtararak şimdiki Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdular. Bu kuruluşun mimarı da Gazi Mustafa Kemal’di.
O Mustafa Kemal ki tüm dünya liderlerini dize getiren, o donanımlı ordulara karşı aklı ve mantığını kullanarak saf dışı bırakan,
O Mustafa Kemal ki, asrın lideri olan ve halen ülke sınırları dışında bile heykelleri dikilen ve özel günlerde önünde saygı ile durulan,
Aradan yüz yıllar geçmesine rağmen hala toplumsal bir karşılığı olan ve fikirleri yaşayan,
Olmasaydı belki şimdilerde Türk neslinin ve Müslümanlığın bile olamayacağı bu toprakları özgür kılan,
Sayesinde, kurmuş olduğu cumhuriyet ve demokrasiyi kullanarak şimdilerde birçok hainin, katilin, tacizcinin, meczubun, ayyaşın, alkoliğin, esrarkeşin, sahte eğitimlinin, eğitimsizin, okumuşun, cahilin inanan ve inanmayan birçok gafilin saldırılarına maruz kalan, heykellerine saldırılan, tezleri yıkılmaya çalışılan,
Oysa dünyanın birçok yerinde saygı duyulan ve heykelleri dikilen Mustafa Kemal Atatürk’ten rahatsız olan gafiller; eğer ki o olmasaydı, belki halen işgal altında olacaktık, yaşamımızda özgürlük kavramını hiç tanımayacaktık, babamız Yorgo, Hans vs. olacaktı. Kimliğimizde TC. yerine kim bilir ne yazacaktı. Kimlik hanemizin bir bölümünde İslam yazan yerde Hıristiyan, Yahudi vs. yazacaktı. Topraklarımız İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan, Rus, Ermeni vb. herhangi bir ülke olarak anılacaktı.
Peki sadede gelelim.
Sahi siz neden bu adamdan rahatsızsınız?
Neden bu kadar saldırırsınız?
Yüz yıllardır saldırıyorsunuz ve sonuç alamıyorsunuz da neden hala saldırmaya devam ediyorsunuz?
Siz saldırdıkça bu büyük Türk Milleti’nin daha ne kadar çok sahiplendiğini ve koruduğunu görmüyor musunuz?
Saldırılarınız arttıkça fikirlerinin daha çok benimsendiğini fark etmiyor musunuz?
Sizin saldırganlığınıza karşın, toplumun koruyuculuk içgüdüsü daha da çok gelişmiyor mu?
Onun heykellerini yıksanız da daha güzel heykellerin dikileceğini fark etmiyor musunuz?
Siz fikirlerini yok saydıkça fikirlerinin daha çok geliştiğini ve yayıldığını görmüyor musunuz?
Gelin bu anlamsız tutum ve davranışlarınızdan vaz geçin ve siz de onun yüksek önderliğinin, ileri görüşlülüğünün etkisini kavrayın ve kendinizi önce Türk Milletine sonra Türk Cumhuriyetine ve Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirlerine adayın da siz de rahat edin toplumda rahat etsin…
Sonuçta o da bir insandı. Farklı görüldüğü de yok.
Kimse onu ilah olarak görmüyor.
Kimse onun heykellerine tapmıyor.
Kimse onu kendinden yüce görmüyor.
Sadece ve sadece fikirlerine olan inancından ve ülkenin kurucusu olduğundan dolayı ona saygı duyuyor.