Tuzla Belediyesi tarafından yazar, şair ve fikir insanı Sezai Karakoç anısına düzenlenen Kitap Fuarı’nda yazarlar söyleşi programlarında okurları ile buluştu. Bu kapsamda Terör ve Güvenlik Uzmanı Mete Yarar, sevenleri ile buluştu. Yaklaşık 1 saat süren söyleşi programında önemli açıklamalarda bulunan Mete Yarar, Devrim Arabalarına yaptıkları gibi, TOGG’a da aynı şeyi yapmaya çalışıyorlar. Ne ders çıkarmışız. Hadi 1940’daki abilerimize kızdık. 1950’ye, 1960’a kızdık. Şimdi 2022’de gözümüzün önünde olunca ne yapıyoruz. Aynı sessizlik. Garip bir sessizlik içerisindeyiz. Hep geçmişimize kızıyoruz. Nasıl olur da Nuri Killigil’in yaptığı uçağı değil de Amerika’nın yaptığı uçağı alırlar diye büyüklerimize kızıyoruz. Türkiye’deki F-35 lobisi var ya o dönemin lobisinden daha kuvvetli Türkiye’de. TOGG’a karşı yapılan muhalefet Devrim Arabalarına yapılandan daha büyük. Paçamızdan bir yakalasalar, ibreti alem için buraya asacaklar bizi” dedi.
Tuzla Belediyesi tarafından her yıl ‘Aşk İle Oku’ temasıyla düzenlenen Kitap Fuarı’nın 5’incisi kapılarını kitapseverlere açtı. Yazar ve fikir insanı Sezai Karakoç anısına düzenlenen fuarda 500’e yakın imza günü ile yazar-okuyucu buluşması gerçekleştiriliyor. Fuar kapsamında ayrıca 50’ye yakın söyleşi programı düzenlendi. Bu kapsamda Gazeteci, Yazar Mete Yarar, sevenleri ile buluştu. Yaklaşık 1 saat süren söyleşi programında Mete Yarar önemli açıklamalarda bulundu.
“SİZİN GÖZÜNÜZÜN ÖNÜNDE AYNILARI YAŞANIYOR”
Gazeteci Yazar, Mete Yarar, “ Memleketin yarısının hikayesi şöyle’. Şöyle inanıyoruz. Lozan’da bir madde var. Biz kendi madenlerimizi çıkartamıyoruz. Buna inanın bir kesim var. Sonra, çıkartılabilecek olanlara gelenler üzerine beton dökmüşler gitmişler. Ondan sonra Devrim Arabası gibi bir araba var. Bu araba yapılmış, daha sonra Cumhurbaşkanı kızmış, benzin koymadılar diye araba yapmaktan vazgeçmiş. Buna da inanıyoruz. Ondan sonra biz uçak yapıyormuşuz. Amerikalılar demiş ki, ‘Siz uçak yapmayın, biz size uçak verelim’. Biz tüm uçaklarımızın üzerine toprak dökmüşüz. Hikayeler böyle. Ben size bir şey soracağım. Bu anlatılanlar hangi ülkede yaşanmış. Bunu söyleyince, 1940, 1960’daki abilerimize, babalarımıza, dedelerimize kızmak çok kolay. Hiç kızmayın, sizin gözünüzün önünde aynıları yaşanıyor” dedi.
“DEVRİM ARABALARINA YAPTIKLARINI TOGG’A DA YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Mete Yarar “Adamın bir tanesi Nuri Killigil gibi bir uçak yapıyor. O uçak yapanı, bu devirde canlı canlı gömüyoruz. Eğer güçleri olsa çiğ çiğ yiyecekler adamı. Adamlar Devrim Arabalarına yaptıkları gibi, TOGG’un da başına aynı şeyi yapmaya çalışıyorlar. Ne ders çıkarmışız. Hadi 1940’daki abilerimize kızdık. 1950’ye, 1960’a kızdık. Şimdi 2022’de gözümüzün önünde olunca ne yapıyoruz. Aynı sessizlik. Garip bir sessizlik içerisindeyiz. Hep geçmişimize kızıyoruz. Nasıl olur da Nuri Killigil’in yaptığı uçağı değil de Amerika’nın yaptığı uçağı alırlar diye büyüklerimize kızıyoruz. Türkiye’deki F-35 lobisi var ya o dönemin lobisinden daha kuvvetli Türkiye’de. TOGG’a karşı yapılan muhalefet Devrim Arabalarına yapılandan daha büyük. Paçamızdan bir yakalasalar, ibreti alem için buraya asacaklar bizi” dedi.
“PKK’SI OSU BUSU HEPSİ BİRLEŞSİN, BU ÜLKEDEN BİR KARIŞ TOPRAK ALAMAZLAR”
Mete Yarar,” Çünkü adamların kavgasının tek bir amacı var. Türkiye Cumhuriyeti devletinde PKK ister, FETÖ ister, DHKP-C ister, Ermenistan ister. Bu ülkeden bir tek toprağı ne zaman alabilirler biliyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti devleti yıkıldığında alabilirler. Başka hiçbir zaman alma şansları yok. Bir tek şansları var. Türkiye Cumhuriyeti devleti yıkılacak. Başka şansları yok. Bütün davaları da bu ülkeyi yıkmak üzerine kurulu. Yapamazlar, PKK’sı osu busu hepsi birleşsin, bu ülkeden bir karış toprak alamazlar. Ben o yüzden Selçuk Bayraktar’ın babasını çok seviyordum. Adam inadına SİHA yaptı. Gözlerine soka soka yaptı. Biz de inadına bu ülkeyi daha ileriye götüreceğiz. Onlar yapmayın diyecekler yapacağız, uçmayın diyeceğiz uçuracağız. PKK’yı bitirme diyecekler bitireceğiz. Bu ülkeye laf sokana laf sokmaya devam edeceğiz. Biz onların rahatsız etmeye devam edeceğiz” dedi.
