İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu; Biga, Balıkesir ve İnegöl’ün ardından Bursa’ya ulaştı.
Dikkaldırım Caddesi’nde, seçim otobüsü içerisinden vatandaşları selamlayan İmamoğlu, Mihraplı Park’ta gençlerle buluştu. CHP Bursa Gençlik Kolları Başkanı Elifnur Yamak’ın organize ettiği “gençlikle buluşma” etkinliği, vatandaşların yoğun ilgisi nedeniyle mini mitinge dönüştü. “Bursa, hukuksuzluğa uğradığımda buraya geldiğimde bana olağanüstü gönlünü açtı. Bunu hayatım boyunca hiç unutmayacağım” diyen İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
“SİNAN ATEŞ CİNAYETİ BİR FAİLİ MEÇHUL MESELESİ ASLA OLMAYACAK”
“Gençlik Kolları İl Başkanımızın düzenlediği bu buluşmada, gençlere hitap edecekken, böyle bir kalabalığa hitap ediyorum. O gençlere dokunacak birkaç söz etmeden, şurada hazırlanan bazı şeylere değineceğim. Ben, bu memleketin genç bir insanına ve önemli bir akademisyenine yapılan bu suikastı, Sinan Ateş’e yapılan bu suikastı kınıyorum. Allah rahmet etsin. Mekanı cennet olsun. Akademisyen şehidimize bu suikastı yapan kişileri bulmak, 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, hepimizin boynunun borcudur. Ben gittim; anneciğini, babacığını da ziyaret ettim. Ailesiyle bir arada oldum. Allah kimseye böyle bir acı vermesin. Tabii bu mesele, bir faili meçhul meselesi asla olmayacak. Bu memleket, ‘yapanın yanında kalıyor memleketi’ asla olmayacak. Bu memleket, hak ve hukukun, adaletin sonuna kadar geldiği bir ülke olacak. Bu memleket; adamına göre mahkeme, adamına göre hukuk, adamına göre adalet, adamına göre karar memleketi olmayacak. Sadece içi yananların kötü olaylara karşı beddua ettiği değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, adaletin simgesi olacak.”
“MEMLEKETİN EVLATLARINI HAK ETTİĞİ YERLERE GETİRECEĞİZ”
“Bu memleketin, başta eğitim olmak üzere, düzenli, sistemli, iyi yetişmiş insanlara ihtiyacı var. Var olanı bile kullanmayı beceremeyen, önceliği başka olan bu hükümetin dönemi bitti. Biz, stratejik olarak mahalleden, köyden başlayarak, Türkiye’mizin her yerini insanlarla donatacağız. Ve bu güzel cennet vatanın 86 milyon insanının pırıl pırıl evlatları var. Biz, onları memlekette hak ettiği yerlere getireceğiz. Her köyde, kapanmış okullarımız mutlaka açılacak. Bakın bu niye önemli biliyor musunuz? Memleketimizin köylerini boşalttık. Kırsalı mahvettik. Tarımdan uzaklaştırdık. Okulları kapattık ve bir cahillik dönemi başladı. Bunu sona erdireceğiz. Ve memleket, en kırsalından, köyünden gelişmeye başlayacak.”
“BURSASPOR NİYE KÖTÜ BİLİYOR MUSUNUZ?”
“Bursaspor niye kötü biliyor musunuz? Onun bile içine siyaset katar, çevresini sarar sarmalarsan böyle olur. Bursaspor, Türkiye’nin şampiyonluğu tatmış çok önemli bir kulübüdür. Defalarca bu şehre maç izlemeye geldim. O maçın, o şehrin coşkusunun en yükseldiği kentlerin başındadır Bursa. Ben, bu şehirde Bursaspor’u bu duruma düşmesine çok üzüntülüyüm. Spordan anlayan birisi olarak hem sporcu hem yöneticisi olduğum bir camiadan bahsediyorum. Size söz veriyorum; Bursaspor meselesini şahsen, bizzat ben özellikle ele alacağım. Şehirde barışı sağlayacağız.”
“EĞİTİMDE ‘İYİ OKUL, KÖTÜ OKUL’ AYRIMINI SONA ERDİRECEĞİZ”
“Toplumun yüzde 85’i eğitimden mutsuz. Müfredatın hafifleyeceğini ve her velinin, her çocuğun ‘Bu sistem hepinizin potansiyelini heba ediyor’ diye söylediği gençlerimizin yeni bir müfredatla, bu tek tip, saf bilgi veren anlayışa son verip, her öğrenciyi potansiyeline, becerisine, ilgisine, isteğine göre öğrenme imkanlarına kavuşturan bir sistemi Türkiye’de var edeceğiz. Eğitimde ‘iyi okul, kötü okul’ ayrımını sona erdireceğiz. Ne demek ya? Bu memleketin her evladı eşit eğitim almak zorunda. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulduğu ilk günden beri temel hedefi, ister dağın başındaki bir okul olsun, ister Bursa’nın göbeğindeki bir okul olsun, benim memleketimin evladı eşit eğitim olacak kardeşim. Ben, bu Cumhuriyetin bir evladı olarak, 40 haneli köyünde doğmuş ve İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapıyorsam, bu bana Cumhuriyetin hediyesidir. İşte biz, Atatürk’ün Cumhuriyetinin bize hediye ettiği bu güzel anı, bu güzel konumu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bütün evlatlarına vereceğiz. Teknoloji liseleri çok önemli. Ortaokulu bitiren her gencin bir yabancı dil öğrendiği bir sistem çok önemli. Liselere giriş sınavlarında yıldan yıla değişen uygulamalarla son verilmesi şart. LGS sınavlarını da süreç içerisinde, artık bu çağ dışı kalmış, insanlarını, çocuklarını, gençlerini yarışa sürükleyen, ezbere sürükleyen, gerçek hayattan uzaklaştıran sistemi mutlaka sona erdirmek zorundayız.”
“MÜLAKAT DEĞİL, LİYAKAT ARAYACAĞIZ”
“En önemlisi ne biliyor musunuz? En önemlisi, ‘Torpilim yok, nasıl işe gireceğim’ diye bir soruyu gençlerin hafızasından sileceğiz kardeşim. Ve mülakat değil, liyakat arayacağız, liyakat. Size seçime birkaç hafta kala, ‘Biz efendim mülakatı kaldırdık’ diyenlere diyeceksin ki, ‘Siz bu memleketin kaç yüz bin, belki kaç milyon gencinin hakkını yediniz? Önce onun hesabını verin.’ Geleceği birlikte kuracağız sevgili gençler. Sizin zekanıza, sizin aklınıza, sizin birikiminize çok inanıyoruz. Geleceği birlikte kuracağız. Bana diyorlar ki bu enerjiyi nereden buluyorsun. Vallahi de billahi de gençlerden alıyorum bu enerjiyi. Bugün İnegöl’deydim. Çok büyük bir yağmurun altında vatandaşlarım beni tam yarım saat beklediler. Balıkesir’den oraya biraz geciktim. Ve ona rağmen o ön saflarda pırıl pırıl gençleri görmenin heyecanıyla, her şeyi unuttum. O yağmurda, o gençlerle sabaha kadar ıslanırım, sabaha kadar ıslanırım.”
“O BİR AVUÇ İNSANI TIPIŞ TIPIŞ EVİNE YOLLAYACAĞIZ”
“Türkiye’de hoşgörünün ve birliğinin inşası meselesi çok önemli. Birliğin ve ortak aklın siyaseti şart. Özellikle Millet İttifakı, şu anda bu misyonu üstlendi. Bu misyonu şundan üstlendi. Evet, Türkiye’de demokrasi inşası olduktan sonra; partiler, ideolojiler yine yarışıyor olacak. Ama bugün memleketin temel bir sorunu var. Az önce hak dedik, hukuk dedik, adalet dedik, liyakat dedik. Türkiye’nin demokrasi sorunu var. ‘Ben bilirim’ diyen bir rejim var. O ‘Ben bilirim’ diyen aklı, o bir avuç insanı tıpış tıpış evine yollayacağız. Millet İttifakı’nın derdi, kesinlikle sizlersiniz ve kesinlikle iktidar olmalıyız. Niçin biliyor musunuz? Biz, Millet İttifakı olarak, kendi iktidarımızı istemiyoruz. Biz, 86 milyon insanımızın, milletin iktidarını istiyoruz. Milletin iktidarını istiyoruz. İçinde herkes var. Dolayısıyla, o zamana kadar, bu 17 gün kala birlikte çalışacağız. Bölünmeyeceğiz ve birleşeceğiz.”
“15’İNDEN SONRA, BU MEMLEKETİN DE BÜTÇESİNE BEREKET GELECEK”
“Küçük dokunuşlarla, küçük müdahalelerle, şu anda 100’e yakın kreşimiz açılmak üzere. Neredeyse 60’ı hizmette. 5 bin öğrenciye yurt imkanı sağlayacağız önümüzdeki Eylül ayında. Aldığımızda yurt, yatak sayımız da sıfırdı, kreş sayımızda sıfırdı. Çok şey anlatabilirim. 61’inci kütüphanemiz geliyor. Bakın dört senede. Spor salonları, spor hizmetleri… Metroları saymıyorum; 10 tane metro. Bu niye anlatıyorum biliyor musunuz? Milletin parasına sahip çıkar, eğer bir kuruşunu dahi harcarken itinalı davranırsanız, bu milletin parası kendine yeter. Bereket geliyor bütçenize, bereket. Bakın, 15’inden sonra, bu memleketin de bütçesine bereket gelecek. Soğanı, patatesi düşüren aileler değil, rahat rahat alışveriş yapacak aileler istiyorum. Bayram alışverişine gidemeyen anneler değil, bayram alışverişine gönülden giden, çoluğuna, çocuğuna alışveriş yapılan bir Türkiye istiyoruz biz. Bizim bu meseleleri çözme konusunda kararlılığımız net. Hepinizden yoğun bir destek istiyoruz.”
“VATANDAŞIMIN KALBİNDEKİ BUZLARI KIRMAYA DEĞİL, ERİTMEYE GELİYORUM”
“Yolda geçiyoruz. Bugünün iktidarının siyasi işaretini yaparak, sözüm ona bize tepkisini gösteriyor. Biliyorum, onun kalbini taşa çevirmişler. Onun kalbine kötülükler sokmuşlar. İftira atmış, nifak sokmuşlar. Bizi kötü anlatmışlar. Bakınız size söyleyeyim. Ekrem İmamoğlu’nu tanımıyorlar. Ben, taşı bile eritirim. Ben, o benim gözüme kötü bakıp, benim hakkımda kötü düşüncelere sahip olan vatandaşımın kalbindeki buzları kırmaya değil, kalbindeki buzları eritmeye geliyorum. Onun kalbini kırmayacağım. 17 gün boyunca çok çalışacağız. Kötü konuşan, bizi kötüleyen, bizi karalayan kim varsa, ona kötü bir cevap vermeyin. Onlarla güzel konuşun. Deyin ki; bu memleketin parasını, pulunu bu memleketin onurunu en yükseğe taşıyacak, Millet İttifakı’dır. Tek kuruşunuza zeval vermeyecek. Hiç kimseyi ötekisi berikisi diye ayırmayacak. Şehirlere, partilerin değil, devletin valilerini atayacak. Devletin, milletin valilerine atayacak. Bunları, bunları tek tek anlatın. Gözünün içine bakarak anlatın. Yüreğini okşayın. Vicdanlarını okşayın. Onlarla konuşun.”
“SİZE KURBAN OLSUN EKREM İMAMOĞLU”
“17 gün boyunca seçimi kazanmaya, sandıkta görev almaya, sandıklara coşa coşa gitmeye, Bursa’da rekor oy almaya hazır mıyız? Güzel. Bir söz daha almam lazım. 15 Mayıs sabahı derin bir nefes almışsınız. Uludağ’dan aşağıya pırıl pırıl oksijen akmış gelmiş. Camı bir açmışsınız. Şöyle bir bakmışsınız, ‘Yahu şu memlekete, bu karabasan gibi kara bulutlar niye çökmüştü? Ne güzel, cennet vatanımız var’ demişsiniz. İçinizden hem bize dua etmeye hem yoldaş olmaya, yol arkadaşı olmaya, hep birlikte bu memleketi ayağa kaldırmaya var mısınız? Peki. Burasını hep beraber tamamlıyoruz, gençliğin sloganı bu çünkü. Sevgili Bursalılar, sevgili gençler, yüreğimi ısıttınız. Ben şimdi buradan bir başka yeri daha ziyaret edeceğim. Bugün yedinci aktivitemiz olacak. Sonra İstanbul’a gideceğim. Sekizinci toplantım olacak bugün. Sonra, yarın sabah çok özel bir kentsel dönüşümün anahtarlarını dağıtacağım. Tam 1,5 senede bitirdim Bahçelievler’de. Onu bitirdikten sonra, hemen atlayacağım, 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu Giresun’da yalnız bırakmayacağım. Yanında olacağım. Oradan, kuzeyden Giresun’dan ta güneye geçeceğim, Alanya’ya gideceğim. Onlara da ne diyeceğiz biliyor musun? Onlar da bana cevap verecek. Gençliğin mesajı: Her şey çok güzel olacak. Size kurban olsun Ekrem İmamoğlu.”