Türk Dünyası Tarihi Konferansları, 9 Şubat 2025 Pazar günü İstanbul Kozyatağı Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Soğuk havaya rağmen yoğun ilgi gören etkinlikte, Türklerin ataları, göç yolları ve tarih boyunca Avrasya coğrafyasındaki hareketlilikleri ele alındı. Türkiye, Azerbaycan ve Kazakistan’dan akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve Türk dünyası üzerine çalışmalar yürüten uzmanların katıldığı konferansa, İstanbul’un farklı ilçelerinden gelen araştırmacılar ve yazarlar da büyük ilgi gösterdi. Konuşmacılar, Türk tarihinin köklü geçmişine ve kültürel mirasına dair önemli bilgiler paylaşarak katılımcılara geniş bir perspektif sundu.
Uzmanlar, konferans boyunca Türklerin tarih sahnesindeki rolüne dair akademik çalışmalarını sunarken, geleceğe yönelik değerlendirmelerde de bulundu. Etkinlik, Türk dünyasının ortak geçmişine dair bilimsel diyalogların geliştirilmesi açısından önemli bir platform sağladı.
Prof. Dr. Semih Güneri ve Doç. Op. Dr. Tuğrul Kihtir’den Bilimsel Değerlendirmeler
Tarih ve antropoloji alanında uzman akademisyenler Prof. Dr. Semih Güneri ve Doç. Op. Dr. Tuğrul Kihtir, bilimsel bulgular ışığında kapsamlı değerlendirmelerde bulunarak dinleyicilere derinlemesine bir perspektif sundu.
Türklerin Tarihteki Rolü ve Genetik Araştırmalar
Doç. Op. Dr. Tuğrul Kihtir, konferansta Türklerin dünya tarihindeki etkisini, genetik araştırmalarla ortaya çıkan yeni bulguları ve tarihsel süreçte yaşanan ayrışmaları ele aldı. Bilimsel veriler ışığında yaptığı değerlendirmelerde, Türklerin tarih sahnesindeki köklü rolüne dikkat çekti.
Çin Medeniyetinin Şekillenmesinde Türklerin Etkisi
Kihtir, konuşmasında Çin medeniyetinin oluşum sürecinde Türklerin oynadığı kritik rolü vurguladı. Çinlilerin MÖ 2300 yılında medeniyet inşa etmeye başladığını ve bu süreçte Türklerden at, silah ve pantolon kullanımını öğrenerek büyük bir güç kazandığını belirtti. Tarımla uğraşan toplumların, hayvancılıkla geçinen ve protein ağırlıklı beslenen Türk savaşçılar karşısında uzun süre direnemediğini ifade etti.
“Türk kelimesi sadece Anadolu’da yaşayan insanları kapsamaz. Orta Asya’daki ve Anadolu coğrafyasındaki tüm Türkler tarih boyunca bu adı taşımıştır. Türk ismi sonradan verilmiş bir ad değildir; Orhun Kitabeleri’nde de geçmektedir” diyerek, Türk kimliğinin tarihsel derinliğine dikkat çekti.
Genetik Araştırmalar Türklerin Kökenini Aydınlatıyor
Türklerin genetik kökenine dair yapılan bilimsel araştırmalara değinen Kihtir, yıllarca Türklere “yabancı” gözüyle bakan bazı çevrelerin, kendi tükürük ve kan örneklerinden elde edilen genetik analizler sonucunda Türk genetik yapısıyla büyük oranda örtüştüklerini görünce şaşkınlık yaşadıklarını belirtti. Bu araştırmaların, Türklerin tarih boyunca birçok coğrafyada varlık gösterdiğini bilimsel olarak da kanıtladığını söyledi.
Göbeklitepe ve Türklerin Kültürel Mirası
Konferansın en dikkat çekici bölümlerinden biri de Göbeklitepe uygarlığının kökenine dair yapılan değerlendirmelerdi. Kihtir, Göbeklitepe’nin tarihinin MÖ 11.000 yılına kadar uzandığını, ancak bu sürecin köklerinin MÖ 22.000 yılına dayanan Güney Sibirya’dan Anadolu’ya uzanan bir hareketin devamı olduğunu ifade etti.
Ayrıca, Avrupa’daki tarım devrimini de ele alarak, “Avrupa’ya tarımı götürenler, Anadolu’dan geçen bu insanlardı. 1956’da ortaya atılan Hint-Avrupa hipotezi, beyaz ırkın kökeninin Orta Avrupa’dan geldiğini iddia ediyordu. Ancak günümüzde yapılan genetik ve arkeolojik araştırmalar, bu kavimlerin asıl kökeninin Güney Sibirya olduğunu gösteriyor” diyerek, modern bilimsel bulguların tarihsel gerçekliği ortaya koyduğunu belirtti.
Türkler ve Kürtler Tarih Boyunca Ayrıştırıldı mı?
Türkiye’deki etnik kimlik tartışmalarına da değinen Kihtir, Doğu ve Güneydoğu Anadolu tarihi üzerine yazdığı yeni kitabında ortaya çıkan çarpıcı verileri paylaştı. Kürt halkının MÖ 1700 yılına kadar Altay dil ailesine mensup bir dili konuştuğunu, ancak 15. yüzyıldan itibaren uygulanan politikalarla Türklerden ayrıştırılmaya başlandığını ifade etti.
Türkiye’de halkların ayrıştırılması yerine ortak tarihsel bağların güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Kihtir, “Türkiye’de kalıcı barış, halkları bir araya getirerek sağlanacaktır. Farklı etnik grupların aslında aynı kökenden geldiği gerçeği anlaşıldığında, kardeşlik bağları da yeniden güçlenecektir” dedi.
Türk Dünyasının Tarihsel Mücadelesi
Kihtir, Osmanlı döneminden itibaren Türk dünyasının yaşadığı mücadelelere de değindi. 16. yüzyılda Sokullu Mehmet Paşa’nın Volga üzerinden Orta Asya’ya ulaşma girişimlerinin Çarlık Rusya tarafından engellendiğini, 1580’lerden itibaren Kazan Hanlığı’nın, 1700’lü yıllarda Sibirya’nın, 1800’lü yıllarda ise Orta Asya’daki Türk devletlerinin ilhak edildiğini hatırlattı.
“Türk halkları önce dilleri ve alfabeleri değiştirilerek ayrıştırıldı, sonra farklı kimliklere sahip topluluklar gibi gösterildi” diyen Kihtir, 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Türk dünyasının yeniden birleşme sürecine girdiğini belirtti.
Son olarak, “Türk halkları geçmişte olduğu gibi yeniden ortak bir çatı altında buluşmalıdır. Dilimiz, tarihimiz ve kültürel bağlarımız bölünerek yok edilmek istendi. Ancak bu birlikteliği yeniden kurmak bizim elimizde. Birbirimize daha çok yaklaşmalı, kardeşlik bağlarımızı güçlendirmeliyiz” diyerek, Türk dünyasına birlik mesajı verdi.
Sanatsal Etkinliklerle Taçlanan Konferans
Konferansın sonunda sanatçılar Ertolkun Gayretullah, Kazakistanlı Gülzhan Jandaybay ve Azerbaycanlı Fidan Huseynova sahne alarak, geleneksel ezgilerle katılımcılara unutulmaz anlar yaşattı.
Önemli Katılımcılar ve Değerlendirmeler
Etkinliğe katılanlar arasında Kazakistan Konsolosu Yerzhan Uaıss, Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu, Azerbaycan Kültür Evi Başkanı Hikmet Elp, Azerbaycanlı şair ve yazar Dilgam Ahmed, yazar Dimes Hak Alerli, Tek Hedefimiz Eğitim Derneği Başkanı Cem Yıldırımer, yazar Turgay Tüfekçioğlu, Osman Karatay, Turan Devletleri Teşkilatı Genel Başkan Yardımcısı ve MYK Üyesi, Dağıstan Türkleri ve Halkları Derneği yöneticisi İbrahim Özçelik ve İYİ Parti kurucularından Neriman Taş Özdemir yer aldı.
Etkinlik, Türk dünyasının ortak tarihine dair bilimsel ve kültürel etkileşimi güçlendiren verimli bir platform olarak değerlendirildi.
Konferans kapsamında, Türk tarihi araştırmacısı ve yazar Doç. Op. Dr. Tuğrul Kihtir, uzun yıllara dayanan araştırmalar sonucu kaleme aldığı Türklerin Ataları kitabını katılımcılar için imzaladı.