Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 51. yıl dönümü dolayısıyla İstanbul’un simge mekânlarından Çubuklu Hidiv Kasrı’nda düzenlenen anlamlı resepsiyona katıldı. Törende yaptığı konuşmada, “Doğu Akdeniz’de yedi düvele karşı hep birlikte bir destan yazdık” diyen Tatar, tarihin seyrini değiştiren bu harekâtın milli direnişin ve kardeşliğin simgesi olduğunu vurguladı.
Barış ve Özgürlük Bayramı vesilesiyle gerçekleştirilen programa İstanbul Valisi Davut Gül, birçok üst düzey isim, gaziler ve davetliler de katıldı. Etkinlikte, hem geçmişin zorlu mücadeleleri anıldı hem de Kıbrıs Türk halkının onurlu varoluş mücadelesi yeniden hatırlatıldı.
“Topyekün İmhayla Karşı Karşıyaydık”
Cumhurbaşkanı Tatar, yaptığı duygusal ve tarihsel göndermelerle dolu konuşmasında, Kıbrıs Türk halkının yok edilmek istendiği yılları hatırlatarak şunları söyledi:
“O zor yıllarda bizler çocuktuk. Ama o çocuk yaşta mücahitler, Mehmetçikler doğru yolda yürümemize vesile olmuşlardır. Hepsini buradan rahmet ve minnetle yad etmek istiyorum. İngiliz baskısının sürdüğü, Rum-Yunan ikilisinin ise adayı Yunanistan’a ilhak etmek için türlü oyunlar çevirdiği o dönemde, Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkını yalnız bırakacağını sananlar hem kendilerini aldatmış hem de tarihe utanç belgeleri bırakmışlardır.”
“1974’te Mehmetçik ve Mücahit Omuz Omuza Tarih Yazdı”
Cumhurbaşkanı Tatar, 15 Temmuz 1974 darbesinin ardından yaşanan gelişmeleri de şu sözlerle dile getirdi:
“O günlerde Sampson adlı eli kanlı bir terörist eliyle Kıbrıs Türk halkı tamamen katledilmek istenmişti. Ancak o zamanın Başbakanı Bülent Ecevit ile yardımcısı Necmettin Erbakan’ın kararlı duruşu ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin iradesiyle 20 Temmuz sabahı Kıbrıs’a çıkarma yapıldı. Mücahitlerle birlikte, Cumhur Evgin Paşa’nın önderliğinde büyük bir destan yazıldı. Bu destan sayesinde önce otonom, sonra federal ve nihayetinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu. Bugün bu devletin 15 Kasım’da 42. yılını kutlamaya hazırlanıyoruz.”
Tatar, Kıbrıs meselesinin yalnızca Kıbrıslı Türklerin değil, Türkiye’nin de güvenliği ve onuru açısından kritik önemde olduğunu belirtti:
“Bu mesele, İskenderun’dan Ege’ye kadar uzanan 2 bin kilometrelik kıyı şeridiyle Akdeniz’e en uzun sınırı olan Türkiye Cumhuriyeti’nin mavi vatanındaki bekasıdır, milli direnişidir.”
Vali Davut Gül: “Haklıydık ama Güçlü Olmak Zorundaydık”
İstanbul Valisi Davut Gül de konuşmasında tarihten bugüne gelen mücadeleye dikkat çekerek şöyle dedi:
“Hiç şüphesiz 51 yıl önce de, 60 yıl önce de Kıbrıs Türk halkı haklıydı. Ancak bu coğrafyada sadece haklı olmak yetmez; güçlü olmanız da gerekir. KKTC’yi zayıf görenler, Bosna’da ve Gazze’de yapılanları burada da uygulamak isteyen bir anlayışa karşı Türkiye, tüm gücüyle kardeşlerinin yanında durdu.”
Gül, Cumhurbaşkanı Tatar’ın döneminde KKTC’nin kalkınma sürecine hız verdiğini, uluslararası arenada daha görünür bir hale geldiğini belirterek şu sözlerle konuşmasını sürdürdü:
“Başta dost ve kardeş ülkeler olmak üzere tüm dünyada KKTC’nin fark edilmesi, örtülü diplomasinin başlaması çok kıymetli bir gelişmedir. Biz Anadolu Türkleri olarak, Kıbrıslı Türk kardeşlerimizle sonsuza dek omuz omuza olacağımızı her platformda dile getiriyoruz.”